Ayetü'l Kübra Risalesi - 4

KAVRAM OLARAK AYETÜ'L-KÜBRA

Kavram olarak Ayetü'l-Kübra ifadesi Peygamberimizin (asm) Mi'rac mucizesinde Allah'ın en büyük ayetlerini gördüğünün anlatıldığı Necm Suresi 18. ayette geçer: "Hiç şüphesiz O, Rabbinin ayetlerinden en büyüğünü gördü."

Peygamberimizin (asm) Mi'raç'ta Allah'ın Zatını gözüyle ve kalbiyle görmesi, zat ve sıfatlarını gözüyle müşahede etmesi, Mi'rac kapısını müminler için açık bırakması alimlerce "en büyük ayetler" olarak açıklanır.

Risaledeki tanzimde tercih edilen Mukaddeme, Birinci Makam-İkinci Makam, Basamak, Mertebe, Bab, Menzil gibi kelimeleri bir de bu açıdan yani müminin mi'racı cihetinden de düşünmek mümkündür.

KAİNATIN AYETÜ'L-KÜBRASI: İNSAN

Risale-i Nur'da hakikat-i Muhammediye (asm) cihetiyle insanın kainat Kur'an'ının çekirdek-i aslisi ve 'ayet-i kübrası' olduğu zikredilir. Varlık alemini Allah'ın sonsuz kudretiyle yazdığı bir kitaba benzetirsek o kitaptaki zerreden güneşlere kadar sıralanan ayetlerin (delillerin) en büyüğü insandır. İnsan kendisini alem kitabında yazan Zatın varlığına en parlak ve en büyük delildir. Allah'ın bütün isimlerini gösteren en cami, külli bir ayna gibidir. Muhteşem yaratılışıyla kendisini yaratan Sanatkarı, sonsuz ilim, kudret, irade Sahibi olan Zatı gösterir.

Ayetü'l-Kübra Risalesi'ni bu açıdan değerlendirdiğimizde ''Kainattan Halıkını soran bir seyyahın müşahedatı"na farklı açılardan bir anlam daha yükleyebiliriz.

HÜLASA

Bu muhteşem risalenin tanzimindeki kurgular, risalede kullanılan kelimeler ve kavramlar, Arabi ifadeler tek tek incelenip üzerinde çalışılacak sayısız güzel keşifleri iç dünyamıza kazandıracaktır.