Hayal duygusu eğitildiğinde

Hiç hayal kurmayan insan var mıdır İyi, kötü herkesin hayalleri vardır mutlaka.Hayal duygumuzu yerinde zamanında kullanabilmeyi başarabilirsek, kendimizi eğitmek konusunda büyük bir adımı da atmış oluruz. İçimizdeki söz dinlemez görünen o küçük yaramaz çocuk, bunu başarabilir mi dersiniz Evet, başarabilir. Sadece güzel sanatlar ve edebiyat değil, bilim tarihi de bunun sayısız örnekleriyle doludur: Yerçekimini keşfeden Newton'u başına düşen elma kendine getirdi! Arşimet su üzerinde yüzen tas sayesinde suyun kaldırma kuvvetini keşfetti! Sobanın üstünde kaynar suyun etkisiyle hareket eden demlik kapağı bir bilim adamına buharın itme kuvvetini keşfettirdi... Daha önce kim bilir kaç kez insanlar elmanın düştüğünü, tasın su üzerinde yüzdüğünü, buharın hareket ettirme özelliğini gördü, ama neticelerini hayal edemediler... Bilim adamları bütün çalışmalarını, duygularını konu üzerinde yoğunlaştırdıklarından sadece deneylerinden değil, hayallerinden, rastlantılardan, hatta rüyalarından bile istifade edebildiler. Zira onlar, varlık âlemini birbirini tamamlayan bir bütün olarak algıladılar. Araştırmaları tıpkı puzzle'ın parçasını bulup yerleştirmeye benziyordu. SAHABE MESLEĞİ VE HAYÂL Risâle-i Nur'da "kuvve-i hayâliye" olarak zikredilen bu duygunun eğitilip yönlendirildiğinde, ibadet hayatımızı zenginleştirebilir olduğunu öğreniyoruz. Bediüzzaman Hazretleri "Hayâlî hikâyeler değil, doğru hakikatlerdir" dediği misâllerle okuyucuya çok derin hakikatleri çocukların bile kavrayabileceği hikâyelerle anlatır. Evet, Kur'ân-ı Kerîm'in eğitim tekniklerinden biridir kıssalar... Bazen "Gel, bu zamandan tecerrüd edip, fikren Asr-ı Saadet'e ve hayâlen Ceziretü'l-Araba gidiyoruz!" diyerek okuyanları dinleyenleri hayâlen Peygamber Efendimizin (asm) huzuruna çıkarır... Sahabeler, Peygamberimiz'den (asm) aldıkları derslerle bütün lâtifelerini, hislerini hatta vehim, hayâl ve sır gibi duygularını bile uyandırmışlar, sohbet-i Nebeviye'den "iksir" gibi istifade etmişlerdir. 27. Söz'de Sahabeler Bahsini okuduğumuzda, onları en büyük makamdaki velinin bile erişemediği ibadet mertebesine çıkaran bir eğitim sistemidir bu. Bediüzzaman