Beşikten mezara ilim

Peygamberimiz (asm), insan hayatına mânâ kazandıran bir gerçeği böyle formülleştirmiş.Doğumla başlayıp son nefese kadar devam edecek bir ilim hayatı teşvik ediliyor bu formülde. Hemen doğum sonrasında ilim nasıl olur, demeyin. Yapılan araştırmalara göre, insan doğduğu andan itibaren dış dünyayı tanımaya öğrenmeye başlıyormuş çünkü. Allah Kur'ân'da bizi "hiçbir şey bilmez bir halde" annelerimizin karnından çıkardığını bildirir. (Nahl Sûresi, 78) Her şey daha sonra öğrenilecek. Ve hepimiz sınırsız bir öğrenme istek ve ihtiyacına sahip olarak yaratılmışız. Ben kimim Nereden gelip nereye gidiyorum Neden yaşıyorum Bu dünyada niçin bulunuyorum Bu dünya ve kâinat niçin var Benim bütün bu varlıklar içindeki yerim nedir SORULAR İLMİN ANAHTARI Bu ve benzeri sorular, ilmin anahtarıdır. Onun içindir ki, yine Peygamberimiz bir başka hadisinde, ilmin "kadın-erkek" her Müslümana farz olduğunu bildirmiş. Demek, ilim hiçbirimizin kaçamayacağı kadar önemli bir görev. Neden Çünkü gerek kendimizin, gerekse kâinatın var oluşu ve devamı ancak ilimle mânâ kazanıyor. Bediûzzaman Said Nursî şöyle der: "İnsan bu dünyaya ilim ve dua vasıtasıyla tekemmül etmek için gelmiştir. Mahiyet ve istidat itibarıyla her şey ilme bağlıdır. Ve bütün ulûm-u hakikiyenin hakikat ilimlerinin esası ve madeni ve ruhu marifetultahtır Allah'ı tanımaktır ve onun ûssü'l-esası özü iman-ı billâhtır Allah'a imandır." Peygamberine indirdiği ilk âyette "Oku" buyuran Rabbimiz, bir başka âyette de ise, insanın ilim ve dua vasıtasıyla ulaşacağı tekâmülün en son mertebesini şöyle beyan eder: "Ben