Sürurlar hüzünler fetihler ihtilaller

Mayıs'ta yazdığım yazılar beni hep düşünceye sevk eder. Üzüntüm ile sevincim; olanları, yaşananları, bugüne taşıyarak hüznü ve süruru beraber yaşayarak yazdığımdan. İstanbul'un fethi ile bu milletin seçip iktidara getirdiği partinin ihtilalle yok edilip idam edilmeleri. 14 Mayıs 1950 seçimlerinde Demokrat Parti, CHP karşısında ezici bir üstünlük sağlamış, yaptığı hizmetler sayesinde 1954 ve 1957 seçimlerini de açık ara farkla kazanmıştı. CHP, Demokrat Parti karşısında sandıkta seçim kazanamayacağını anlamıştı. 1957 seçimleri sonrasında CHP sokakları, üniversiteleri, TBMM'yi terörize etti, gerilimi yükseltti. CHP Genel Başkanı İsmet İnönü artık açıktan darbe çığırtkanlığı yapmaya başlamıştı. (15 Temmuz'da yapılanlar gibi) 27 Mayıs 1960'ta TSK yönetime el koydu, demokrasiyi rafa kaldırdı, milletin oylarıyla seçilmiş bir hükümeti devirdi. 27 Mayıs'ı, asılan Başbakan Menderes ile iki bakanını okuduğum Yalan Söyleyen Tarih kitapları bize tarihi bilgiler hususunda 'tarih şuuru' veriyor, din düşmanlarının toplandığı partiye dikkatimizi çekiyor. Peygamberimizin İstanbul'u fethedenler için buyurduğu hadis-i şerif ülkeyi diriltip ayağa kaldıracak bir fetih ruhu verir bu millete. Fetih ruhu olmadan istikamet bulunamaz, uzun soluklu, diriltici istiklal ve istikbal yürüyüşüne çıkılamaz. Kuşatılan,çökmenin eşiğine gelen İslâm medeniyetini Osmanlı ülkesinde yeniden diriltenve ilâ-yı kelîmetullah sancağını ta Avrupa'nın içlerine kadar dikecek nesillere öncülük edencihan fatihi Sultan Fatih'tir. Olmazları oldurtacak bir kudret ve irade ile Fatih'e gemileri karadan yürütecektir. Her 29 Mayıs İstanbul'un fetih gününde duygulanır, hatıralarım canlanır, fethin sembolü Ayasofya'nın kapısına gelir 'Ayasofya Müzesi' levhasının kaldırılması için dualar ederdim bazen yalnız, bazen de arkadaşlarımızla. Bu duygu ve düşüncelerimi gerçekleştiren Ayasofya'yı müzelikten kurtaran Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı nasıl bağrıma basmam. Camiliğinden