Deniz marulu ve müsilaj kâbusu geri dönüyor

İklimbilimci Prof. Dr. Doğan Yaşar, denizlerimiz için vahim tabloyu açıklıyor:"İnsanlar denizleri fosseptik olarak kullanıyor. Özellikle Marmara'yı fosseptik olarak çok kullanıyoruz. Biz kesinlikle denizlere akıttığımız suları arıtarak vermeliyiz. Gerektiğinde tüm arıtma tesisleri sübvanse edilmeli, çünkü denizlerimiz gerçekten elden gidiyor. Deniz marulları artık her yıl İzmir Körfezi için standart hale gelmeye başladı. İzmir Körfezi biyolojik açıdan çok zengindir. Bir de biz denizlere artı besin atıyoruz, kirletiyoruz yani. Özellikle nisan başı geldiği zaman, havalar ve su ısındığı anda görmemiz normal. Geçen yıl Marmara Denizi'nin büyük bir bölümünü kaplayan müsilajı görme şansımız bu sene de yüksek. Deniz marullarının ardından Marmara'da da müthiş müsilajı göreceğiz."GÜNÜN SÖZÜ"HAYATIMIZDA değişim istiyorsak farklı düşünmenin ve farklı hareket etmenin yollarını bulmak zorundayız. Eski anahtarlarla yeni kapıları açamayız." Tunç TATAKERATATÜRK'ÜN MASASI EMİN ELLERDEATATÜRK'ün Cumhurbaşkanlığı yatı Ertuğrul'daki çalışma masası ve masif döner sandalyesi emin ellerde.Tuzla'daki İstanbul Teknik Üniversitesi Denizcilik Fakültesi'nde korunan masa ve sandalye 2006 yılına kadar kullanıldı.Daha sonra uzun yıllar saklanan Atatürk'ün emanetleri bu yılın başında elden geçirilerek bakımları yapıldı, dekanlık katına taşınarak özel bir alanda fotoğrafının altına yerleştirildi.Denizcilik Yüksek Okulu 1981 yılında Ortaköy'den Tuzla'ya taşınırken getirilen üstü camlı maun masanın eni 80, boyu 157, yüksekliği de 188 santim. Masanın her iki tarafında dolap, ortasında da çekmecesi var.Atatürk'ün Ertuğrul ve Savarona yatlarında kullandığı gül ağacı karyola, komodin, konsol, 16. Louis tarzı iki kişilik ağaç oymalı karyola, somya, yorgan, pembe ipek kumaştan fitilli kare dikişli yatak örtüsü gibi bazı eşyaları da Beşiktaş'taki Deniz Müzesi'nde sergileniyor. İskender ÖZSOYHARVARD-ÜLKER MERKEZİ'NDE NELER YAPILIYORYILDIZ Holding'in bağımsız bilim araştırmalarını desteklemek amacıyla 2014 yılında Harvard'da hayata geçirdiği "Sabri Ülker Merkezi", ses getiren çalışmalara imza atmaya devam ediyor. "Bilimin önemine duyduğumuz inanç bize ailemizin mirasıdır. Bu mirası gelecek nesillere emanet etmek üzere layıkıyla yaşatmayı milli görev addediyoruz" diyen Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ülker, "Merkezimizin 10'uncu yılında Türkiye'de de bir bağımsız bilim enstitüsü kurmayı hedefliyoruz. Bu en büyük hayalimiz" ifadelerini kullandı.Türkiye'de mevcut mevzuata göre bilimsel enstitülerin sadece üniversite bünyesinde faaliyet gösterebildiğini hatırlatan Ülker, "Mevzuatta düzenlemelere ihtiyaç var. Bilimin ülkemizde de yeşermesi için bu değişikliklere ihtiyaç var. Bağımsız araştırmaların yürütülebileceği enstitüler, ülkemizde bilimsel verimliliği artıracaktır" diye konuştu.Kurulduğu 2014 yılından bu yana bilim dünyasında önemli çalışmaları hayata geçiren Harvard Sabri Ülker Merkezi, 2021 yılında yaptığı metabolik araştırmalarla birçok hastalığın tedavisinde çığır açan buluşlara imza attı. Dünyaca ünlü Türk akademisyen ve biliminsanı Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil'in liderliğinde çalışmalarını devam ettiren merkez, metabolizmanın moleküler kontrol mekanizmalarını ortaya çıkararak diyabet, obezite ve karaciğer yağlanmasına yönelik tedavi yöntemlerinde çığır açacak çalışmalar sürdürüyor. İstanbul'da düzenlenen toplantıda konuşan Prof. Gökhan Hotamışlıgil, 5'i Türk 23 uluslararası araştırmacının çalıştığı merkezde birçok metabolik hastalığa karşı önleyici veya tedavi edici çözümlerin üretilebileceğini belirtti.İYİ Kİ RÜZGÂR VE GÜNEŞ VARDÜŞÜNCE kuruluşu Ember'ın, dün elektrik üretimine dair yayınladığı yeni raporunda, rüzgâr ve güneş enerjisinin 2001'de küresel elektrik üretiminde rekor kırdığı açıklandı. Her iki kaynak, üretim yapısının yüzde 10'unu yakaladı.En hızlı dönüşüm, elektrik talebinin yüzde 10'unun sadece son iki yılda fosil yakıtlardan rüzgâr ve güneşe kaydığı Hollanda, Avustralya ve Vietnam'da gerçekleşti. 2021 yılında yüzde 52 ile Danimarka'nın başını çektiği on ülke, elektriğinin