O ablanın gözyaşı içimi yaktı

"Ben bile o genç yaşımda ablanın o ihlaslı ağlayışı karşısında kendimi tutamayıp ağlamaya başladım..." Manisa'da bir gazete abone hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum... Tesettürlü bir şekilde hanımefendi kapıyı açtı. Merhabalaştıktan sonra "Abla ben Akhisar'a taşınıyorum. Sizinle vedalaşmaya geldim. Bu Tam İlmihâl'i de size hediye getirdim, okursunuz... Ben yedi aydır sizlere gazete getirdim, bazen erken bazen geç geldim. Sizleri belki rahatsız ettiğim vakit olmuştur. Bir büyüğüm olarak hakkınızı bana helal edin, belki bir daha görüşemeyiz" dedim. Hanımefendi bana dönerek ve hayatımda çok derin bir iz bırakan ve hiç aklımdan çıkmayan şu cümleleri söyledi: "A be evladım, sen ne hakkından bahsediyorsun. Esas sen bana hakkını helal et. Bayram günleri herkes anne babasının yanına giderken sen gazetemi getirdin. Çoğu gün asansör arıza yapardı sen yedinci kata merdivenleri hızlı hızlı çıkar gazetemi teslim ederdin. Soluk soluğa ter içinden kalırdın. Getirdiğin kitapları gazeteleri okudukça yüce dinimi daha iyi öğrendim. Namaza başladım. Esas sen bana hakkını helal et..." Hanımefendi bunları anlatırken hem ağlıyor hem anlatıyordu. Ben bile o genç yaşımda ablanın o ihlaslı ağlayışı karşısında kendimi tutamayıp ağlamaya başladım. "Ben de bütün haklarımı helal ettim ablacığım. Allaha ısmarladık" dedim gözlerimi silerek. Bu tahmin etmediğim duygusal konuşma beni çok etkiledi. Öz annemden, ablamdan ayrılır gibi vedalaştım. Merdivenlerden inerken gözlerimi siliyor