Asıl anlamadığım şey...

"Esas hayret ettiğim, böyle insanları o kişiler nasıl anlıyor ve hemen eyleme geçiyorlar" Üzerinden yıllar geçmiş yaşanmışlıkları buruk bir tebessümle hatırlamak Topkapı sur dışında yabancı marka bir oto satış firmasına girmeye hazırlanırken tam ayağımın dibinde acı bir fren yaparak bir araba durdu. Aracın içinden feryatlar yükseliyordu: "Hastane! Çocuk!.. Hastane yok mu Çocuk!" çığlıklarıyla beni yerimde tuttular "Ee biz yabancı (Kasten bozulmuş bir lisanla) çocuk hasta! Burada hastane var mı" dediler beden diliyle inanılmaz bir telaş göstererek. Ben kendilerine "Hastane sur içinde oraya dönün" dedim. Bu arada kadının kucağında hasta dedikleri çocuk mışıl mışıl uyuyordu. Bunu fark ettiğimi anladığım sırada bu defa adam küçük değerde bir kâğıt para göstererek "sizin en büyük paranız bu mu" dedi. Ben de "yoo, onun kırk katı büyük para var" dedim. "Görebilir miyim" dedi. Ben gömlek cebindeki diğer paraları çıkarmadan 200'lük banknot ararken bir iki saniyede adam arabayı hazırlayıp sağ tarafıma enseme gelmiş paraları çıkarmamı bekliyordu. Elimden kaptığı gibi kaçacakmış Bunu fark ettiğim anda sağ elimi avuç yapıp paraların üzerine öyle bir vurdum ki, bazıları o yumrukla yıkılabilirdi. Bendeki umulmadık tepkiyi ve kararlılığı gören adam aynı hızla gözden kayboldu. Daha önce de Yenibosna Dış Ticaret'in yanından Londra Asfaltına inerken ağaçlık yaya yolda karşıma birisi çıkıvermişti. Kendisinin yabancı olduğunu elinde takı bulunduğunu ve bir yabancıya satmak istediğini söylemişti. Bu kimseye Kuyumcukent'i işaret ederek "git kuyumcular çarşısında