Ünal Bolat

Türkiye

Eğitim sadece öğretmek mi

"Babam dayımın beni gammazlamasından yola çıkarak harçlık göndermeyi bırakmıştı..."Kendimi övmeyeceğim verdiğim eğitim örneğinde. Çünkü yanlışlıklara değineceğim. İlkokulda ilk üç yıl başarılı bir öğretmenin başka yere tayini ile tembel bir öğretmene rastladım. Onunla da kalmayıp başka okula girmek için kurs açan öğretmenimizi tercih etti ailemiz.

Veda eden halılar

"Büyürken akıp giden hayat da böyle masumiyet gibi usulca veda ederken anlaşılmıyor...""Ben küçükken zaman çok farklıydı" gibi malum bir cümle ile başlamak ne kadar doğruBirçok insanın düşündüğünün aksine eskiden zaman değil insanlar farklıydıİnsanların farklı olması da içtimai hayattan mimariye, bakışlara, yazıya, konuşmaya velhasıl her şeye siray

Ayak izlerimiz bile kalmaz

"Abisinin bu teklifine, kendisine biçilen kısa ömre çok üzülmüştü, ben de üzülmüştüm..."Bütün hayatımız para, güç saygınlık öteberi arayışı... Kurgunun bir şekilde devam etmesini sağlamak için yeni dayanak arayışından başka bir şey değil. Bütün bu süreç içinde yine ölümün her an bizi aradığını biliriz. Ne yaparsak yapalım ölüm bu kurguyu yok edecek

Nimete kavuşanlara afiyet olsun

"Nimete kavuşanlara afiyet olsunZavallı âşık birkaç damla ile doysun..."Kur'ân-ı kerim okunmasını öğrenmek için kurslara katılıyor hevesle gayretle derslerimi kaçırmamaya çalışıyordum. Kursun yanında bir cami vardı. Camide vaize hanım sohbet veriyor hanımlara ayrılmış bir bölümde. Kendinin tayin ettiği konular hakkında bilgiler aktarıyordu. Sohbet

Süleyman Şah Türbesi'nde görevliyken

"Fransızlar Suriye'yi işgal etiklerinde buradaki birliğe baskın yapıp askerlerimizi şehit etmişler..."Bugün Suriye'de yaşanan olaylar gündemdeyken yaşadığım bir olayı paylaşmak istedim...1972 yılında Suriye'deki Süleyman Şah Türbesi'nde askerîbirlikte görevli bulunduğum günlerdeydi.Günlerden bir gün akşama yakın, birliğimizin kapısına orta yaşlı bi

Bir arkadaşımın yazısı...

"Bana gelince bir sarı papatya. Hassas, düşünceli. Sessiz ilgili bir yandan da öfkeli yapıya sahip..."Çocukluğum 1983-89 yıllarında küçük bir kasabada geçti. İki kardeşim vardı. Sonra dört kardeş olduk. Babam genç yakışıklı bir kâtip annem dünyalar güzeli bir ev hanımı. Kardeşlerim de dünyalar tatlısı. E ablalık kolay değil tabii, çocukluk hatırala

Eden bulur, eken biçer...

"Patron, Hasan'ın işten çıkarıldığını öğrenince üzülmüş, çağırttırıp dönmesini istemiş..."Arkadaşım Hasan bir fabrikada 20 yıldan fazla çalışmış. Çalıştığı fabrikanın patronunu ve işini çok seviyormuş. Fabrika sahibi mütevazı ve yardımsever biriymiş. Fabrikanın neredeyse bütün işini Hasan'ın mesaisini geçirdiği makine yapıyormuş. Bu makinenin arıza

On dört asırlık koku

Ne kadar güzel esans kokusu vardı. Bayıldım. Dediler ki: "Hayır esans kokusu değil..."Hatırama bugün de devam ediyorum... Evin kızı bizi çok hoş karşıladı. Malum Özlem gelinleri olunca bayağı sevindiler. Hâl hatır sorulduktan sonra Özlem gelme sebebimizi söyledi. Memnuniyetle kabul ettiler.Bu arada biz de gidip abdestimizi aldık. Bir müsait odaya g

Özlem'in sürpriz daveti

"Biliyor musun eşimin dayısı, Cemalettin Dayı Hazreti Hüseyin Efendimizin soyundan..."Bazı anlar vardır ki üzerinden yıllar geçse de hiç unutulmaz. Aklınıza geldiği an gözleriniz nemlenir. Geçen cuma günüydü. Tespihi elime aldım "biraz salevat-ı şerife çekeyim" dedim. Biraz çektikten sonra gözümün önüne hiç unutmadığım çok güzel bir hatıram geldi.

"Senin niye madalyan yok"

"Deli emmi sen de İstiklal Savaşına katılmışsın ama senin niyemadalyan yok!"Geçtiğimiz pazar günü 13 yaşındaki oğlumla sohbet ediyorduk. Biraz eskilerden konuştuk, tarihten bahsettik. Konu Kurtuluş Savaşı'na geldi."Baba Kurtuluş Savaşı'na katılan gazi gördün mü" dedi.Evet, görmüştüm. Bu onuru yaşayan şanslı kişilerdendim. Doğup büyüdüğüm çocukluğum