Ünal Bolat

Türkiye

Hayalimi Japonlar üretmişti

"Ne işe yarayacakmış bu kokulu televizyon Evde, iş yerinde kokudan durulmaz ki!.."İnsanlardan bir kısmı, akıl-mantık süzgecinden geçirilen çok sayıda yenilik, keşif ve anlatımlara aşırı tepki göstermiş karşı çıkmışlardır. Bu uğurda alaya alınanlar, mahkûm edilenler, cezalandırılanlar Çok sayıdadır. Hâlen "böyle olur muymuş" diyenler mevcuttur.2013

Okumayı ve okutmayı severdi

"Birçok gence çok güzel katkılar sağlamış ve kalıcı izler bırakmış bir gönül insanıydı..."Yakın zaman önce vefat eden emekli Binbaşı Ramazan Mercan Bey, kitap okumayı, bildiklerini öğretmeyi ve anlatmayı, gençlerle ilgilenmeyi çok severdi. Okuduğu hususları gençlerin dikkatini çekecek üslupta anlatmaya çalışırdı. Birçok gence çok güzel katkılar sağ

İşte benim kardeşlerim

"Araçtan inenler amcanın elindeki evraklara bakıp daha sonra birbirlerine sarıldılar..."Bu hikâyeyi babam bize anlattığında ağabeyimle ben bile şüphe ile bakmıştık. Fakat bu resmîevraklar gelince babamın doğru söylediğini, üvey annemizin de ne kadar mert, dürüst bir insan olduğunu anlamış olduk. Maalesef ağabeyim bu evrakları göremeden vefat etti,

"İki kardeşiniz daha var!"

"Bu hikâyeyi babam bize anlattığında ağabeyimle ben bile babama şüphe ile bakmıştık..."Şu anda elimde tuttuğum evraklar babamın geçmişte anlattıklarının hepsini doğruluyor. Babam Çanakkale'de savaşırken bulundukları mevziye top mermisi isabet ediyor. Bir anda ortalık toz duman oluyor. Göz gözü görmüyor. Arkadaşlarının çoğu orada şehit oluyor...Baba

Babam hayatta iken sustuk

"Babam çok akıllı bir adamdı. Okumayı yazmayı öğrenmiş, elinden her zanaat gelirdi."Yolda minibüse aldığımız amcadan dinlediklerimi anlatmaya bugün de devam ediyorum..."Zavallı anam da bir umut bekliyor. Ne yapsın, tarlada çalışıyor, babamın babası ve annesi ile beraber kalıp bizi büyütmeye gayret ediyorlar" dedi. Amca duraklayınca hepimiz beraber:

Yolda minibüse aldığımız amca

"Amcanın elindeki poşet içinde resmîmakamlardan gelmiş mektup ve dosyalar vardı..."1981 yılının 15 Eylül'ünde, Manisa Demirci Eğitim Yüksekokuluna kayıt yaptırmak ve eşyalarımızı da götürmek için köyün minibüs şoförü Osman Ağabey ve arkadaşımla beraber bizim köyden Balıkesir garajına gitmek üzere sabah erkenden yola çıktık.Hava serindi. Sonbaharın

O günü hiç unutamam...

Onları ardından "âmin" diyerek yolcu ettikten sonra baktım ki rahatsızlığımdan da eser kalmamış...Her sene Ramazan-ı şerif geldiğinde, yâd etmeyince o günleri o saatleri yeniden yaşamayınca duramıyorum.1983 senesi Ramazan-ı şerif ayının Kadir Gecesi gündüzü idi. Rahatsız idim. Ahmet Turgal Abi ile pazarlama hizmetlerine çıkamamıştım. Kanarya'daki y

Allah'ın dediği olur

"Zeynep'in gitmesi ailesini çok kızdırır bir türlü içlerine sindiremezler fırsat gözlerler..."Zeynep halamın çile dolu hatırasına devam ediyorum...Kavgada Bekir ve ailesi "biz sana kızımızı emanet ettik neden sahip çıkmadın" derken Hanım teyzenin kocası oğulları gelir, annesini ve eşini savunmaya başlar. Bu çıkan kavgada Hanım Abla da hamile hâliyl

Zeynep kafile ile dönmeyince!..

"Hanım Abla Zeynep'i göremeyince telaşa kapılır. Kadınlarsa görmediklerini söylerler..."Zeynep halamın çile dolu hatırasına devam ediyorum...Oyıllarda kadınların ekonomik ve sosyal bir güvencesi yoktu. Memlekette fakirlik de vardı. Kadın, ancak kocaya giderse bakılabiliyor yoksa perişan oluyordu.Bu arada gelelim ziyaret yerine... Ziyaret yerinde ka

"Ölürüm de yengemi göndermem!"

"Ama o sırada beklenmedik bir şey olur... Zeynep'in küçük kaynı Ahmet ayağa kalkar!.."Zeynep halamın çile dolu hatırasına devam ediyorum...Eltileri Zeynep'i karşılamaya gelirler alıp eve götürürler. Zeynep, aylarca görmediği çocuklarını bağrına basar. Sevinç gözyaşları sel olur. Kurumuş çatlamış toprağın suya kavuşması gibi o da kuzularına kavuşmuş