Sosyal konutları yapın, ama yapamıyorsunuz

2021 yılının Kasım ayıydı. Mevcut Kamu İhale Kanunu (KİK) hazırlıkları tamamlandı. Avrupa Birliği (AB) Genel Sekreterliğinde OECD-SIGMA uzmanlarının desteğiyle gizli biçimde hazırlanan KİK taslağı Başbakanlığa sunuldu. Türk tarafından Maliye Bakanlığı ve Bayındırlık ve İskân Bakanlığı çalışanları katkı sağlıyordu. AB Sekreterliği ve Dış İşleri Bakanlığı temsilcileri ise gözlemciydi.Taslak hiçbir kamu kurumuyla paylaşılmadı.Bayındırlık ve İskân Bakanlığıyla yakın çalışan inşaat sivil toplum örgütleri akşam saatlerinde taslağın o an için son sürümünü bana getiriyorlardı. Sabahlara kadar çalışıp AB direktiflerini emsal alarak taslağa görüş veriyordum. Yanılmıyorsam taslağın yaklaşık 13 sürümüne katkı sağladım.İnşaat STK'ları gün boyu lobicilik yaptılar. Benim görüşlerim çerçevesinde AB direktifleri yönünde taslakta iyileştirmeler sağladılar. Türkiye aday ülke olarak AB direktiflerini üstlenmekle yükümlüydü. Halen de öyledir. Daha da önemlisi AB kamu ihalelerindeki rekabet ve saydamlık düzenlemeleriyle dünya genelinde eğilim belirleyicisidir."Bu görüşlerin kabul edilmeyen kısımlarını TÜSİAD'ın yayımladığı "Kamu Alımlarında Etkin İhale Tasarımı" başlıklı raporumda paylaştım. TBMM'deki görüşmelerde TÜSİAD raporundaki görüşlerimin bir kısmı da tasarıya dâhil edildi."Taslak Bayındırlık ve İskân Bakanlığı müsteşarı imzasıyla Başbakanlığa sunuldu. Başbakanlık gizliliği ortadan kaldırdı ve DPT dâhil diğer kurumları toplantıya çağırdı. DPT adına toplantıya ben de katıldım ve sordum: "iki aydır bu taslağı yabancı kurumlarla neden gizli biçimde hazırladınız ve STK'ları ve diğer kamu kurumlarını çalışmanıza neden dâhil etmedinizSonradan AK Parti iktidarında Bayındırlık ve İskân Bakanlığında Teftiş Kurulu Başkanlığı da yapan bir şahıs şunu söylemişti: "Uğur Emek'i iyi bilirim. Üç beş kitap okur, gelir teorik teorik konuşur. Beyefendi ben 20 yıldır ihale yapıyorum. Hayatında hiç ihale yaptın mı"Gerçekten hayatımda hiç ihale yapmadım. Ama iki ay boyunca yabancı uzmanlar karşısında (ingilizcesi de olmadığı için) gıkı dahi çıkmayan bu şâhsa cevaben şunu söyledim: "Yirmi yıldır ihaleleri doğru düzgün yapsaydınız, ihale yasasını değiştirmek için zaten bu masanın etrafında toplanmayacaktık."Değerli okur bu defa giriş biraz uzun oldu kusura bakmayın. Konu anılarımla sizleri sıkmak değil inanın. Konuyu şuraya bağlayacağım. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı ve yönettiği Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) daha yeni ve en yeni bir "Sosyal konut Projesi ya da Hamlesi" başlattı ya. İnanın bunlar da kamu alımlarının ne olduğunu bilmiyorlar. İnanın.Şimdinin partili memurları 20 yıl önceki büyüklerinden öteye gram yol alamamışlar. Hem de ihale kanununu 200 kere değişmelerine rağmen.Nasıl mıGelin bir bakalım.KAMU ALIMLARI KANUNUBiliyorum 4734 sayılı Kanun'un adı "Kamu İhale Kanunudur" (KİK). 2001'de Tasarıyı hazırlayanlar AB direktiflerini zinhar bilmediklerinden Kanunun adını "ihale" koydular. 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu (DİK) hem kamu alımlarını hem de kamu mallarının satışlarını düzenlemekteydi. Bu nedenle de adının içinde ihale (auction veya tendering) kelimesi yer alıyordu. Oysa KİK sadece kamu alımlarını düzenlemektedir. Kamu satışları Devlet İhale Kanunu çerçevesinde yapılmaktadır. Kamu alımlarıyla ilgili 4734 sayılı Kanun yürürlüğe girdiğinden beri özdeş isimli (Devlet İhale Kanunu ve Kamu İhale Kanunu) iki tane kanunumuz var. (Cehalet yaratıcılığına hayranım.)Devlet ve kamu arasındaki farkı bilen beri gelsin. Gelsin de isimlerinden bu iki kanun arasındaki farkı bize de öğretsin.Daha da önemlisi AB direktiflerinin tam adı "kamu alımlarıdır" (public procurement).Bu nedenlerle 4734 sayılı Kanun, daha genel bir biçimde Kamu Alımları Kanunu olarak isimlendirilmeliydi. Değerli okur tabii ki beni dinlemediler ve bildiklerini yaptılar. Çünkü mevzuyu anlamıyorlardı. 4734 sayılı Kanunla Kamu İhale Kurumu kuruldu. 4734 Sayılı Kanunu İngilizceye çevirdiler. Bilin bakalım çeviride Kanunun adını ne koydularBildiniz."Kamu Alımları Kanunu" (Public Procurement Law). Ayrıca AB Türkiye ilerleme raporlarının Türkçe çevrisindeki fasılda da "kamu alımları" ibaresi kullanılmaktadır. Bu bilgileri buraya bırakalım ve geçen hafta açıklanan "Sosyal Konut ProjesiHamlesi" üzerinden TOKİ'nin konut ihalelerine bir göz atalım.Atalım da başlıktaki "yapın ama yapamıyorsunuz" ifademdeki meramımı anlatayım. 2019-2022 yılları arasında 20 adet TOKİ konut ihalesi ilanını inceledim. İlanların ortak özelliği "ekonomik açıdan en avantajlı teklifin sadece fiyat esasına göre belirlenmesi" ve "yerli istekliler lehine 15 oranında fiyat avantajı uygulanmasıdır." Yasal mı Evet.Rasyonel mi Hayır. EKONOMİK AÇIDAN EN AVANTAJLI TEKLİFTOKİ'nin sosyal konutlarının malzemeleri ve imalat kalitesi açısından çok eleştirilmektedir. TOKİ'nin kendi memnuniyet anketinde konut alıcıları konutlarda kullanılan malzemelerin ve imalatın kalitesinden memnuniyetsiz durumdadır. 2012 yılındaki ankete katılanların dörtte üçü malzeme kalitesinin beklentileri karşılamadığını söylüyor. Üçte ikisi tuvalet, banyo ve mutfağın kullanılabilirlik ve kalite açısından kullanıma uygun olmadığını söylüyor.Hadi bu eski bir veri. Arada bir gelişme olmuş mu Şikâyet sitelerine yapılan başvurular sorunların hala devam ettiğini gösteriyor. Üstüne Sayıştay raporları var. Mevzuata göre projenin 5'inden