KİT'lerde kurumsal yönetim sorunu

Genel devlet yönetiminde olduğu gibi kamu işletmeciliğinde de yönetsel yapı ter yüz oldu. Bunun yanı sıra yöneticiler başta olmak üzere çalışanların liyakatı yerlerde sürünmeye başladı.

Çalışanlar meşruiyetlerini liyakatlerinden değil, iktidara olan sadakatlerinden alıyorlar.

Hazine ve Maliye Bakanı (HMB) hafta içinde bir açıklama yaptı ve "kamu iktisadi teşebbüslerinde (KİT) şeffaflığı ve hesap verilebilirliği artırmak için başlattıkları iki kısımlı reform çalışmalarının ilk aşamasını bitirdiklerini ve Ekonomi Koordinasyon Kuruluna sunduklarını" söyledi. (23012024)

"Mevcut düzenleme ticari esasları tam olarak karşılamıyor, bu nedenle yeni düzenleme kaçınılmazdır" diye de ekledi.

Sayın Bakan göreve geldiğinden beri "yapısal reformlar yapılacak" deyip duruyordu.

Yapısal reformlardan ne kast ediyorsunuz denildiğinde ise sessiz kalıyordu.

Bir ara tasarruf genelgesinden bahsetti.

Kamu yöneticilerinin bindikleri arabalara ve oturdukları lojmanlara bakınca bu genelgenin bir anlamı olmadığını anladık.

Şimdi de KİT'lerde saydamlık ve hesap verebilirliği artıracaklarını söylüyor.

Sayın Bakan'a katılıyorum. Sadece KİT'lerde değil genel devlet yönetiminde de şeffaflık ve hesap verebilirliğin artırılması gerekiyor.

Ancak hem Sayın Bakanın hem de hükümetin geçmiş performansına bakıldığında bu vaat en azından bana gerçekçi gelmiyor.

Neden mi

Gelin bir bakalım.

KİT

Mevcut durumda KİT'lerin kurumsal yönetimi 1984 yılında yürürlüğe giren 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (233 sayılı KHK) ile belirlenmektedir.

Değerli okur kamu işletmeciliğinde kurumsal yönetim öteden beri sorunludur.

Bu sorunun çözümü için ilk akla gelen yöntem özelleştirmedir.

AK Parti tarafından atanan kamu görevlilerinin hazırladığı ve TBMM'de AK Partili milletvekillerince onaylanan 9. Kalkınma Planında "özelleştirmelerin de etkisiyle KİT sisteminin ekonomi içindeki payı önemli ölçüde azalacaktır" denilmektedir. (Paragraf 335)

Nitekim, KİT sisteminin ürettiği katma değerin GSYİH içindeki payı 2006 yılındaki 1,9 seviyesinden, 2022 yılında 0,6 seviyesine düşürüldü.

Özelleştirme uygulamalarına bu kadar önem verilirken KİT'lerin kurumsal yönetimi ihmal edilmiştir.

Örneğin Avrupa Ekonomik Topluluğunu Kuran Antlaşma mülkiyet konusunda yansızdır. Bu nedenle AB Komisyonu üye devletlere özelleştirme tavsiyesinde bulunmaz.

Ancak piyasaları düzenleyen ve denetleyen kuralların hem özel şirketlere hem de kamu işletmelerine eşit düzeyde uygulanmasını ister.

Aslında Plancılar bu konuyu bir süre önce idrak etmişlerdi.

Nasıl mı

Devam edelim.

MODERN İÇ KONTROL VE İÇ DENETİM

2014-2018 yıllarını kapsayan 10. Kalkınma Planında KİT'lerle ilgili ayrıntılı bir durum analizi yapılıyor.

Plan'dan öğreniyoruz ki Dokuzuncu Kalkınma Planı döneminde, özelleştirme kapsamında olmayan kamu işletmelerinde stratejik yönetim anlayışının yerleştirilmesi ve yaygınlaştırılması amacıyla stratejik planların hazırlanması ve uygulanması süreci başlatılmış.

Bu çerçevede, modern iç kontrol ve iç denetim sistemlerinin hayata geçirilmesine yönelik adımlar atılmış.

Bu tespitlerden sonra şu politika önceliği belirlenmiş: "Plan döneminde yeni Türk Ticaret Kanunu'nun yürürlüğe girmesiyle birlikte oluşan işletmelere yönelik yeni anlayışın KİT mevzuatına da yansıtılması ihtiyacı ortaya çıkmıştır." (Paragraf 565)

Tabii ki Plancıların tespit ettiği bu ihtiyaç siyasetçilerin politika önceliği olmadı.

Bu nedenle Plancılar 2024-2028 yıllarını kapsayan 12. Kalkınma Planı'nda konuyu bir kez daha gündeme getirdiler.

Bu çerçevede "KİT yönetişim reformuna yönelik düzenlemelerin hayata geçirilerek; KİT'lerde iyi uygulama örnekleri ışığında etkinliği ve verimliliği artıracak kurumsal yönetim anlayışının güçlendirilmesini" önerdiler. (Paragraf 413)

Bunun yanı sıra "KİT'lerin üst yönetiminde kurumsal yönetim anlayışının güçlendirilmesi ve kamu işletmelerinin ve yönetim kurullarının hesap verebilirliğinin artırılması amacıyla KİT'lerin statü ve konumlarının yeniden belirlenmesini" politika önceliği olarak benimsediler.

Anlaşılan HMB'nın bahsettiği KİT'lerde şeffaflığı ve hesap verebilirliği artıracak bu düzenleme planlarda yıllardır gündeme getirilen bu politikalar çerçevesinde hazırlanmış.

Bu öneriler çerçevesinde hazırlanan bir KİT Kurumsal Yönetim Kanunu'na kim hayır diyebilir ki

Ancak bu düzenleme gereklidir, ama yeterli değildir.

Nasıl mı

Devam edelim.

KAMU İŞLETMELERİ

Öncelikle bir konunun altını çizelim. Kamu işletmeciliği sadece KİT'lerden ibaret değildir.

Kamu sermayeli işletmeler, 233 sayılı KHK kapsamındaki KİT'ler ile 4046 sayılı Özelleştirme Kanunu hükümleri çerçevesinde faaliyetlerini sürdüren kamu işletmeleri, sermayesinin yüzde 50'sinden fazlası Hazineye ait olan işletmeler ve döner sermayeli işletmelerden oluşmaktadır.