Gürültülü sinyaller piyasalardaki etkinliği bozar

Merkez Bankası ve Hazine ve Maliye Bakanlığına yapılan atamalar piyasalarda büyük bir coşku yaratmıştı. Ülke liyakatsiz yöneticilerden o kadar bıkmış ki geçmişte kovulan Bakandan yeniden medet umar hale gelmiş. Bakan harcama tasarrufu adına somut bir şey yapamıyor. Tozlu raflardan bir tasarruf genelgesi çıkardı. Kim takıyorsaBakan ayrıca Para Politikası Kurulunun faiz kararları sonrasında X'te mesaj paylaşıyor. Bakan son faiz kararından sonra şöyle dedi: "Kararlıyız! Fiyat istikrarı en büyük önceliğimiz." (adsbygoogle window.adsbygoogle || ).push({}); Fiyat istikrarı içim ne yapılmış. Politika faizi 8,5'tan 25'e artırılmış. Hem de yılsonu enflasyon tahmini 70'lerdeyken. Nur yüzlüm bu işler öyle X mesajı atmakla olmuyor.Bizim oralarda "ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz denir"Nasıl mıGelin başlayalım.GÜRÜLTÜLÜ SİNYALFinansal piyasalarda paylaşılan bilgi asimetriktir. Birileri diğerlerinden daha fazla bilgi sahibidir doğası gereği. Bir yatırımcı açıklanacak kamu politikalarından ve düzenlemelerinden gürültülü bir sinyal aldığında bunu iki defa kullanmaktadır. Birincisi bilgiyi önceden aldığından ikincisi de açıklama yapıldıktan sonra. Kamu kurumlarının vereceği bilgi piyasalarda etkinliği artırabilir de düşürebilir de. Kurumların verdikleri sinyaller ne kadar çelişkiligürültülüyse yatırımcıların gelecekle ilgili tahminleri hatalı olur ve hatalı kararlar verirler. Öte yandan sinyallerin gürültüsü çok artarsa da yatırımcılar piyasadan çıkabilirler. Bu kısa akademik bilgilendirmeden sonra gelin bir bakalım son birkaç ayda Türkiye'de neler olup bitmiş. GÜVENİLİR TAAHHÜT1980'lerde dünya genelinde bir özelleştirme dalgası başladı. Devlet işletmecilikten çıkacaktı ve düzenleyici olacaktı.Yani devlet geminin dümenine, özel işletmeler de küreğe geçecekti.Bize bu dalganın büyüğü 2001 krizinden sonra hazırlanan Güçlü Ekonomiye Geçiş Programıyla geldi.Enerji regülatörü EPDK, bankacılık regülatörü BDDK, telekom regülatörü BTK, ihale regülatörü KİK bu tarihlerde kuruldu. Bunlar idari ve mali açıdan bağımsızdı. Kurul üyelerinin görev süreleri belliydi. Görev süresi bitmeden bu üyeler ayıplı bir iş yapmadılarsa görevden alınamayacaklardı. Kararlarında bağımsız olacaklardı ve kimse bunlara talimat veremeyecekti.Aynı bağımsızlık Dünyadaki genel eğilimlere benzer biçimde Merkez Bankası'na da tanındı.Bağımsızlığın çeşitli nedenleri bulunmakla beraber en önemli nedeni "güvenilir taahhüt" (credible commitment) sorunudur.Siyasetçinin en uzun geleceği seçim zamanıdır (4-5 yıl). Alacakları kararların kendilerine seçimlerde başarı getirip getirmeyeceğine bakarlar.Oysa Merkez Bankacılığı dâhil yukarıda bahsettiğim sektörlerde alınacak kararlarda çok uzun dönemli (20-30 yıl) düşünmek gerekmektedir.Bu nedenle bu alanları düzenleyen kurumların siyasetten bağımsız kararlar almaları gerekmektedir. Bu arka plan ile gelin Merkez Bankası bağımsızlığına daha yakından bakalım.İşimizi kolaylaştırmak için Bankanın bizatihi kendisinin tanıklığına başvuralım.MERKEZ BANKASI VE BAĞIMSIZLIKYıl 2012. Banka bir rapor yayımladı. Raporun ismi "Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ve Bağımsızlık."Raporda Merkez Bankası bağımsızlığının ön koşulları belirtiliyor.Birincisi Amaç Bağımsızlığıdır. Merkez bankalarının temel amacı fiyat istikrarını sağlamaktadır. Fiyat istikrarı sağlanınca üretim, istihdam ve ihracat arkadan gelir zaten.İkinci ve üçüncü amaç bağımsızlığı Finansal Bağımsızlık ve Kurumsal Bağımsızlıktır. İlkine göre Banka Yönetimi kurumun bütçesini ikincisine göre de kendisini bağımsızca yönetebilmelidir.En önemli bağımsızlığı ise en son koydum.Araç Bağımsızlığı.Gelin şimdi kutsal sahneyi Bankaya bırakalım ve devam edelim."Araç bağımsızlığı, merkez bankasının yasayla belirlenmiş olan nihai hedefine ulaşmak için kullanacağı para politikası araçlarını ve yöntemlerini, hükûmetin veya bir başka otoritenin onayına gerek duymadan serbestçe seçebilmesi ve bu araçları serbestçe kullanabilmesi anlamına gelmektedir. Merkez bankaları açısından bağımsızlık çoğunlukla araç bağımsızlığını ifade etmektedir. Para politikası, ekonomik faaliyet ve enflasyon üzerindeki etkisini faiz oranları Merkez Bankası bağımsızlığının kısıtlanması anlamına gelmektedir. Örneğin, merkez bankasının bütçe açıklarını finanse etmekle yükümlü tutulması, fiyat istikrarını sağlamak isteyen merkez bankasının hareket alanını kısıtlayacağından merkez bankası bağımsızlığını ihlal eden bir durum olarak görülmektedir. Dolayısıyla, pek çok merkez bankasının kamu açıklarını finanse etmesi ve kamuya kısa vadeli avans imkânı sağlaması kanunları ile yasaklanmaktadır.Merkez bankalarının araç bağımsızlığının sağlanması uzun dönemli ekonomi politikalarının uygulanmasını kolaylaştırmaktadır. Bu nedenle genellikle kabul gören görüş, temel amacın hükûmet ve merkez bankası tarafından ortaklaşa belirlenmesi, fakat merkez bankasının para politikası araçlarını kullanmakta özgür olmasıdır. Operasyonel açıdan bakıldığında, araç bağımsızlığı merkez bankalarının pek çoğunun politika aracı olarak kullandığı kısa vadeli faiz oranlarına ilişkin kararları almakta bağımsız olmasını ifade etmektedir."