Dudakları titredi kulakları kızardı

Açın tekrar tekrar izleyin. Yüzüne bakın, kulaklarına bakın, gözlerine bakın. Mimiklerine bakın. İsterseniz sesi kapatıp izleyin. Konuşulanları hiç duymayın. Ama sadece ve sadece Kemal Kılıçdaroğlu'nun haline bakın. Kızaran kulaklarına, titreyen dudaklarına odaklanın. Ağzını dahi açamamasına dikkat edin. Kılıçdaroğlu geçenlerde Fatih Altaylı'nın programına katılmıştı ya hani. Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu da telefonla bağlanmıştı. O anlardan söz ediyorum. Oysa az öncesinde ne kadar da rahat ve kendinden emindi! İftiralarını peş peşe sıralıyor, desteksiz atıyor, karalıyor, yalan söylüyordu. Ne kulakları kızarıyordu ne de yüzü! Ne sesi titriyordu ne de dudakları! Yalanı gerçekmiş gibi söylerken, esip gürlerken nasıl da rahattı, ne kadar da profesyoneldi dikkat ettiniz mi İsterse beni mahkemeye versin. Bilirkişiyi çağıralım oturup o görüntüleri hem sesli hem sessiz kare kare izleyelim. Varım! Ulaştırma Bakanlığı'nı hedef alan bir dizi iftiranın ardından Bakan Karaismailoğlu telefonla yayına bağlandı. Açın o kısmı bir kez daha izleyin. Kemal Bey bir anda nasıl sus pus oldu görün. Karaismailoğlu 'Siz belediye çalışanları için namus sözü vermiştiniz onu hatırlatmak isterim size' dedi. Cevap yok! Kulaklar kıpkırmızı. Karaismailoğlu 'Milyonların önünde böyle iftira atamazsınız' dedi. Cevap yok! Suratında anlamsız bir gülümseme. Karaismailoğlu 'Bu iftiralar sayesinde hiçbir yere varamazsınız, lütfen kendinize gelin' dedi. Cevap yok! Dudaklar titriyor. Karaismailoğlu 'Söyledikleriniz uydurmadır' dedi. Cevap var; evlere şenlik! Kemal Bey 'uydurma muydurma bilmem' dedi. Pes! Karismailoğlu 'Kendisi de -iddia- diyor sonra da yolsuzluk yaptı diyor yakışıyor mu bir genel başkana' dedi. Yine cevap yok. Fatih Altaylı dayanamadı artık 'İlave edeceğiniz bir şey var mı' diye sordu. Öyle ya beş dakika öncesine kadar esip gürleyen Kemal Kılıçdaroğlu muhatabı bağlanınca dut yemiş bülbüle dönmüştü. Altaylı 'yahu bir şey söyleyin cevap verin' dercesine 'ilave edeceğiniz