Turgay Güler

Akşam

Dümbelekçiler

Birbirlerinden cesaret alıp saldırmaya başladılar. Çek git artık... Beceremedin... İstifa et... Koltuğa yapıştın... Senin yüzünden... Yine kaybettin... Daha ne kadar kaybedeceksin... Neler neler! İlk taşı kim attı bilmiyorum Ama bildiğim bir şey var ki o da ilk taşı atanın da günahsız olmadığı! Ne güzel dünya! Bütün suçu Kılıçdaroğlu'na yükle kurtu

Hakan Fidan

Birçok insan Hakan Fidan'ın sesini belki de ilk kez duydu. Doğrusunu söylemek gerekirse merak da ediliyordu. Devir teslim törenlerinin en dikkat çekici olanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Hakan Fidan arasında gerçekleşti. İstihbarat başkanlığından Dışişleri Bakanlığı görevine getirilmiş olması içeride ve dışarıda farklı bir heyecan uyandırdı. Batı başkentle

Hadi oradan

Temel Karamollaoğlu Fatih Erbakan'ı babası Necmettin Erbakan'a ihanet etmekle suçladı. Fıkra bu kadar! Ama biz yine de Karamollaoğlu'nun hezeyanları üzerinde güle oynaya biraz tepinelim. Belli ki korku dağları sarmış! Belli ki Kılıçdaroğlu'na verdiği kör kütük desteğin faturası önüne konulmuş. Belli ki etekleri tutuşmuş. Belli ki koltuğu sallanmaya

Bir kaset aranıyor

Önce 'aday olma' dediler. 'Kazanamaz' dediler. 'Yenilmiş de yenilmiş' dediler. Ne demediler ki Başaramadılar, engelleyemediler ve aday oldu. Sonra hep bir ağızdan 'işte bu' dediler. 'Hiç yalan söylemez' dediler. Niyeyse bilmiyorum 'dünya lideri' ilan ettiler. 'Erdoğan'ı yenecek tek adam' iddiasında bulundular. Öve öve bitiremediler. Yere göğe sığdı

Peki sonra ne olacak

Yine kaybettiler. Yine kabullenmiyorlar. Yine aynı türküyü çığırıyorlar. Ne o türkü Cahillerin yüzünden... Fakirlerin yüzünden... Makarnacıların yüzünden... Bidon kafalılar... Göbeğini kaşıyanlar... Ağzı çorba kokanlar... Kahrolasıcalar... Geberesiceler... Oysa ne taklalar atmışlardı, özellikle de ikinci tura girerken. Hacı oldular, hoca oldular, h

CHP'nin son baharı

Dengesini kaybetti! Bunalımda! Fransız L'Express Dergisi'nin tespiti böyle. Gelin görün ki özellikle CHP tabanı hala kulağının üstüne yatmayı sürdürüyor. Göremiyor. Türkiye üç gün sonra sandık başına gidecek. Kemal Bey birinci turla ikinci tur arasındaki on beş koca günü de 'dengesizlik' içinde heba etti. 'Yok o kaset montajdı, değildi' tartışmasıy

Suçlu bir tek Bay Kemal mi

Aslında zerre umutları yok. Heyecanları da kalmadı. Bir başka 'Bahar'a hayal kurmak bile istemiyorlar. Yoruldular çünkü! Çaresizlik içerisinde mucize bekliyorlar. Bekledikleri mucizeyi Muharrem İnce katıldığı bir yayında dile getirmişti hatırlarsanız. Neydi o 'Kılıçdaroğlu'nun kazanabilmesi için tek seçenek Erdoğan'ın adaylıktan çekilmesi' demişti.

Kandil ve Pensilvanya'dan ne rica ettiler

Fabrika ayarlarına geri döndüler. Yine millete küfrediyorlar, hakaret ediyorlar. Niye Bay Kemal'e oy vermediler diye! Depremzedelere nasıl da saldırıyorlar Hiç utanmıyorlar, sıkılmıyorlar! 'Keşke o depremde hepiniz ölseydiniz' diyen de var 'gönderdiği yardımı laf edip bir daha olursa zırnık yok' diyen de! Neler neler! Kafayı kırdılar! Alçaldıkça al

Artık Kemal Bey'in tek derdi genel başkanlık koltuğu

Türk demokrasisi açısından tarihi bir seçimdi. Tertemiz, şeffaf bir seçim. Yüzde doksana yakın katılım, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde neredeyse tüm renklerin temsili. Sağcısı, solcusu, Alevisi Sünnisi, muhafazakarı, İslamcısı, demokratı, liberali, komünisti... Hatta ve maalesef teröristi. Birileri varsın hoplayıp zıplasın lakin Erdoğan dünyaya b

Kaybettiklerini biliyorlar

Kılıçdaroğlu biliyor. Akşener de. Ekrem biliyor, Mansur biliyor. Davutoğlu, Babacan bilse de olur bilmese de. Neyi peki Seçimi kaybettiklerini! Meral Akşener ta en baştan beri biliyordu. 'Kılıçdaroğlu'nu kaybedecek aday ilan etmişti. Masayı dağıttı, o kadar küfür, hakaret, tehdit yedi ama tıpış tıpış geri döndü. O saatten sonra kendisinin de kaybet