Muhafazakar yaranmacılığın tedavisi yoktur

B.

Dindar demiyorum, Sahib-i Şeriat Efendimiz'i incitmekten çekinirim. Mütedeyyin de demiyorum. Süleha-i salihini, ricalullahı incitmekten çekinirim.

Batı'ya ait bir kavram: MUHAFAZAKÂR... Giydir giydirebildiğin kadar.

Şimdi efendim, İsmail Saymaz ve şürekasının TOGG ziyareti pek çok gönlü kırmış. Kırılanlara kızasım, "kendinize gelin" diyesim geldiği için yazdım bu yazıyı.

Biz kapı kulları, değersizler, fikrine değer verilmeyenler bu değersizliği kurşun askerliğimize borçlu değiliz! Onursuz, gurursuz, satılık adamlar sınıfında olduğumuz için de gelmiyor başımıza bu muameleler. Çünkü başkaları ne zannedersin zannettsin, zaten bu işi para için yapmıyor, oradan buradan para da almıyoruz. Bir kaşemiz yok, fiyat pazarlığı yapmıyoruz. Paramızı veren dilediğini söyletemiyor bize. Bizim yumuşak karnımız, bütün değerlendirme sistemimizin inanç üzerine bina edilmiş olmasıdır. Ne de olsa, değerler sistemimiz, imanı aklın önüne koyan karakterdedir. Bu sebepledir ki, yanımızda yöremizde ve namusunu dert bildiğimiz mahallemize temayüz eden ve aslında çok da itibar edilmeyecek adamların muteber olduklarına inanmayı tercih ederiz. Zira bizim çok kötü bir hususiyetimiz var: Bizim gidecek başka bir mahallemiz yok; Allah da nasip etmesin!

Elbette daldaki kuşun kafesteki kuştan kıymetli olduğunu zannedenler, hüsn-ü zan edeceğim diye hakikate takla attırıp, bile bile lades diyen ve zaman zaman göz göre göre aldatılan, üstelik bundan da mutlu olan bizlere Kül Kedisi muamelesi yapar. Kazanılmış lejyonerlerin ve her an bir başka yere gitmesi mümkün olanlar elbette daha kıymetli olacaktır bu değerlendirme skalasına itibar edenler için. Zira bu değerlendirmeyi yapanlar, istimal değerine önem verir, zatın kıymetine değil!

Bakınız, yaşı ben ve benim üzerimde olanların çok iyi bildiği bir hakikat var, bu da şudur: Bizim mahallenin 80'ler ve 90'lar boyunca entegre olabilmek için kendini paraladığı o cenahın tek bir nigahı, sizin sadakatinizden de muhabbetinizden de kıymetlidir. İflah olmaz bir yaranmacılık, tedavi olunmaz bir aşağılık kompleksidir bu mahallenin sırtında çarmıh gibi taşıdığı. "Razıyım, zelil olayım; yeter ki sen zelil et!" diye bir his vardır içlerinde. Şükür elhamdülillah, kuyruğum tava sapı gibidir. Evropa'da hakikisini görüp teveccüh etmediğimiz zihniyetin yerli malı yan sanayiine serfürû eder miyim E eden varmış... Ne yapalım Küçük burjuva özentisi işte. İşi gücü bırakıp onu mu tedavi edelim Allah aşkına Allah ıslah etsin. Sınıf atlamak için kendini paralıyor garibim. Ne yapalım, öyle kodlamış sınıf atlamayı zihninde. Onlara yaranınca bir başka şey olacağını zannediyor. Oysa onlar Samiye'nin kedisi gibidir; severken aldatıp birden kaçan, okşarken apansız pençe atan,