Kaybetmeyi sindirin!

B.Ankara Büyükşehir Belediyesi, bünyesinde çalışan işçilere seçim sonrası anlamsız bir mobbing uyguluyor. Malumunuz, Kılıçdaroğlu'nun bir süre öncesine kadar oynadığı demokrat amca piyesi, yerini sınırlı sorumlu şaşkın muktedir piyesine terk etti. Demokrasinin, özgürlüğün, kişilik haklarının, fikir ve vicdan hürriyetinin bunlar için bir anlam ifade etmediğini gerçi bizler çoktandır söylüyorduk, fakat seçimin geçmesi ile bir süre zapt edebildikleri asıl yüzlerini fütursuzca sergilemeye başladılar. Sosyal medyada dolaşıp duran bir Lütfü Savaş videosu var, sizler de görmüşsünüzdür. "Oy vermiyorsunuz hizmet bekliyorsunuz. Oy verirseniz hizmet getiririm, vermezseniz getirmem" diyor Savaş. Neticede kentsel dönüşüme karşı ortaya koyduğu sorumsuzca tutumun faturası karşımızda duruyor. Siyaseti ve hizmeti bir ticaret olarak görürseniz eğer, alma verme dengesini tesis etmeye çalışırsınız. Fakat siyasetin ve hizmetin esas mahiyeti bu değildir. Adana Büyükşehir Belediyesi'nden de benzer duyumlar aldık seçim öncesinde. Gözümle görmedim fakat Adana'da yaşayan dostlar verdiği oyun resmini çekip göndermezlerse işlerinden kovulmakla tehdit edilen işçilerin hikayelerini anlattılar geçtiğimiz günlerde. Ankara Büyükşehir Belediyesi, 28 Mayıs sonrası bünyesinde çalışan işçilerin sosyal medya ve WhatsApp durum paylaşımlarını tek tek inceleyerek fişlemiş ve Erdoğan taraftarı yorum yapan personele sürgün, temizlik işlerinde görevlendirme, fiziki takatini aşacak işlere koşma gibi kendilerince cezalar vermiş. Söz konusu mobbingin, iş akdinin 148 maddesine istinaden yapıldığını beyan ediyor Büyükşehir yetkilileri. Madde şöyle "Devlete duyulan itibar ve güven duygularını sarsacak, idarenin (ego bugsaş) tarafsızlığına ve dürüstlüğüne gölge düşürecek her türlü siyasi içerikli sosyal medya paylaşımlardan uzak durulacaktır". Bu maddeye istinaden Erdoğan'ın zaferini kutlayan, siyaseten Cumhur İttifakı tarafında olduğunu belli eden çalışanlara 16 gündür mobbing uyguluyor Ankara Büyükşehir Belediyesi. Elbette elimizdeki veriler, Kılıçdaroğlu ve CHP güzellemesi yapan pek çok çalışanın olduğunu ve bunların ödüllendirildiğini de ortaya koyuyor. Sizin anlayacağınız hikaye bir siyasal tarafsızlık ve objektiflik hikayesi değil; aksine kendisinden olmayanları sindirmek ve iş ortamını onlara zehir etmek hikayesi. Belki de siyasetin