Kavganın Hüviyeti V: Hüviyet ve Mahiyet

B. Hayır, mahiyet diyecekken kazara hüviyet demiş değilim. Bu kavganın bir adı, ana-baba adı, doğum yeri ve tarihi var. Hüviyetini kendimizce beyan etme gayretimiz, diyar diyar dolanan bu heyulanın pasaportunda yazanları az çok ortaya koyabilmek niyetiyledir. "Sınıf kavgasıdır" dedik, "Doğulu bir sömürü tipi değildir, Antik Yunan'dan müdevverdir" dedik, "Bir başka kültüre yahut medeniyete yönelmiş değildir, insaniyetin çeperinden taştığına inanılan insanımsılara yönelmiştir" dedik. Köleleştirmenin ekonomik gereklerinden bahsettik... Gelelim nihayetine: Paris'in semaları bir polis cinayeti neticesinde geceleri kararmaz oldu. Kalanlar, gidenin ardından saf saf oldu, mevzilere geçti. Herkes hüviyetince bir mevzi buldu. Genci öldüren polis için toplanan yardımlar, öldürülen gencin ailesi için toplanan yardımların yedi katı! Patriciler, kölelere karşı mahallesini koruyor. Sınıf dengesi bir bozulursa Fransa'da zambağa sinek konacak; bunun herkes farkında. Menekşe reçelinin, Chateau bilmemneresi şarabının, Boulangerie mamülatının bilcümlesinin tadı kaçacak; yumurta veren horoz yumurta vermez olacak. Horoz yumurtlar mıymış demeyin, Cezayir'in çöllerine attıkları atom bombalarını Fransız horozuna bir an için koklatsalar emzirir bile! Nihayetinde ölen köle öldüren efendiyse eğer bunun davasını gütmek paradigmayı değiştirir. Kölenin vasfı değişirse eğer ekonomik düzen bozulur, zemin kayar. Ölen köleyi bir kez olsun normal insan sınıfında değerlendirip mucibince muamele etmeye başlarsanız eğer, Nijer'e, Senegal'e, Fas'a, Tunus'a, Cezayir'e ülke muamelesi yapmak durumunda kalırsınız. Elektrik üretemez olur Fransa. İtalya Başbakanı'nın bile diline düşmüşken