Bir kez daha hadi ezan

B. "Arapça Ezan Dayatması"na karşı Türkçe Ezan talep edenlerin iyi niyetli olmadıklarını sanırım hepimiz biliyoruz. Ezan, ezanca okunuyor; arapçası türkçesi yok bunun. Enver Paşacıyız, İttihatçıyız, Türkçüyüz derken Yirmiler'in karanlığını talep etmeleri mezardan ifrit çıkarmaya çabalamaktan başka bir şey değil. Faşizm aslında esas talep ettikleri. Anlamak talebi, tüketim çağının en önemli alametlerinden birisidir. "Bunu anladım; oldu bitti. Haydi şimdi yenisini getirin, onu da anlayayım. Sonra bir yenisini, sonra bir yenisini..." 'Anlayıp, anlamlandırıp ne yapacaksın' diye sorulsa verecek bir cevabı yok. İş ki karşısına çıkan maddi manevi şeyleri bir şekilde tüketsin. IV.Henry 1399'da İngiliz tahtına çıktığında, iyi bir kral olmayı amaçlamıştı. Bu sebeple savaşlara son verdiğini ilan etti, o güne kadar Latince olarak kaleme alınan devletin resmi yazışmalarının ve ilamlarının İngilizce olarak yayınlanmasını emretti. Netice ne oldu dersiniz IV.Henry İngiliz tahtanın en çok tartışılan kralı oldu. Esasen hakikaten iyi bir kraldı. Dinlerin, din vasfını sürdürebilmelerinin gereklerinden birisi gündelik hayatta kullanılmayan bir dil ile ibadet etmek, yakarmak, liturjiyi sorgulanabilir olmaktan uzak tutmaktır. Semitik dinlerin kutsal kitaplarının ve ibadetlerinin bir kutsal dilde olması gerekliliğini, bu vasfı yitirenlerin ise nihayetinde din vasfını yitirerek kültürel aidiyete dönüştüğü hakikatini anlamak isteyenler Hristiyanlık tecrübesine dikkat etsinler. Elbette ilahi hakikate mebni bir dinin gizeme muhtaç olduğunu öne sürecek kadar haddimi unutmuş değilim. Buna mukabil, zalûmen cehûla oluşuna bakmadan emaneti yüklenen insanın, kendisine haddini unutturur tabiatı, "Allah kendinden büyük taş yaratabilir mi" basitliğinde filozofluğu akıldanelik sanmasına vesile olabilir. Neticede kazancı bir sıkımlık diş macunu, kaybı ise sonu gelmez seneler olacak ahmak ticaretinden başka bir şey değil. Anlamakla ilgili temel talebin ne olduğunu elbette tartışabiliriz. Ancak anlama talebinin kibirli bir yana olduğunu görmek için çok da büyük gayreti ihtiyacımız yoktur. Anlamak manasında dilerseniz İngilizce understand dilerseniz Almanca begreifenverstehen yahut Fransızca comprendre fiilinden yola çıkın, bir alt-üstlük, bir mekan olarak başkalaşım karşınıza çıkacaktır. Arapça idrak de hakeza bir mesafe ve alçalma bildirir. Anlama çabası her ne kadar aradaki mesafeyi kapatma çabası ile başlasa da, bir noktadan sonra onun üstüne çıkma ve mesafeyi daha da açarak onun çok fevkinde yer almak gibi bir hedefe sahiptir. Sekülerlerin ve sekülerleştiricilerin ilahi bir vazifeymişçesine dine karşı kamusal alanda kendilerini paralarca