Atın hikayesine yetmiş te'vil

B.Türkiye Yahudi Cemaati Başkan Vekili Sn. Moris Levi, layık görmüş, bendenize iki kitabını hediye etmiş. Yahudi kültürünün hikayeciliğini en güzel şekilde yansıtmış kaleme aldığı kitaplarda. Çok eğlenceli, öğretici, dilediğiniz yandan hikmet devşirebileceğiniz hikayelerle dolu iki eser... Yetmiş Duvaklı Gelin isimli eserinde Polonyalı haham Simcha Bonem'in çok güzel bir hikayesi var. Özetleyeyim: Bir zamanlar zengin bir adam paraya kıymış ve çok güzel, aynı zamanda değerli bir at satın almış. Fakat atın çalınacağından öyle korkmuş ki, onu kem gözlerden ırak tutmak için çayırların ortasında bir küçük bina satın almış. Binaya, Hayber Kalesi'nin kapısı gibi bir de demirden kapı yaptırmış ki, açmaya Hayder-i Kerrar gerek... Yetinmemiş, bu kapıya her biri birbirinden sağlam birkaç kilit takmış. Yine de rahat edememiş. Bekçilik yapmak üzere civarda yaşayan filozof karakterli bir keşişle anlaşmış. Göz bebeğini bu lüks ahıra kapatmış, kapısını kilitlemiş, keşiş efendiyi başına dikmiş ve ancak rahat etmiş şekilde evin yolunu tutmuş. Lakin, uyku bir türlü kendisine refik olamamış. İçi içini yemiş "ya keşiş sızıp kaldıysa Allah'tan korkmaz haris, muhteris hırsızlar bir yolunu bulup da atı çaldıysa" Erinmemiş, kalkmış ve gitmiş. Bir de bakmış ki, keşiş derin düşüncelere dalmış, ahıra bakıyor. İçi rahatlamış, selam vermiş. Keşiş bunun yüzüne bile bakmadan almış selamı. Bizimki keşişe böyle derin derin neyi tefekkür ettiğini sormuş "Bir duvara çivi çaktığımızda orada bir boşluk oluşur ve çivi o boşluğa girer" demiş keşiş "Peki o boşluk oluşmadan evvel orada olan duvar nereye gider" Aman yarabbi bu ne kadar hikmetli bir sual Bizimki çok etkilenmiş; sualin cevabını düşüne düşüne eve gitmiş, gönül huzuruyla yatağa girmiş. Eee, ne de olsa keşiş efendi uyumuyor, felsefi sorularla meşgul oluyor. Âla! Fakat kuruntu bu ya, bizimkinin içi içini yemeye devam etmiş. Ya keşiş düşünüp dururken sızıp kalırsa Olur ya insanlık hali. Gitmiş, keşişi yine oturduğu yerde ahıra bakarken görmüş. Bizimki, yine ahıra bakmadan keşişe dönmüş ve cevabı bulup bulmadığını sormuş. "Hayır" demiş keşiş "şimdi buna çok benzer bir husus takıldı kafama; onu düşünüyorum. Bir simit yediğimizde, simit yok olup gidiyor. Peki ortasındaki boşluk nereye gidiyor" Sualin hikmetine