Risale-i Nur ve Âlem-i İslam -1

Cümlenin malumu olsun ki, İslam dininin dinamiklerinden ikisi, müctehidlik ve her asrı tenvir edecek müceddidliktir.Bunlar İslam'ın asrın ihtiyacına göre, aslını rencide etmeden tecdid edilmesi demektir. Yani, Risale-i Nur'un ifadesiyle: "Her asır başında hadisçe geleceği tebşir edilen dinin yüksek hadimleri; emr-i dinde mübtedi' değil, müttebi'dirler. Yani, kendilerinden ve yeniden bir şey ihdâs etmezler, yeni ahkâm getirmezler. Esâsât ve ahkâm-ı diniyeye ve sünen-i Muhammediye'ye (asm) harfiyen ittiba yoluyla dini takvîm ve tahkim ve dinin hakikat ve asliyetini izhar ve ona karıştırılmak istenilen ebâtılı ref' ve ibtal ve dine vâki tecavüzleri red ve imha ve evâmir-i Rabbaniyeyi ikame ve ahkâm-ı İlâhiye'nin şerâfet ve ulviyetini izhar ve ilan ederler. Ancak tavr-ı esasîyi bozmadan ve ruh-u aslîyi rencide etmeden yeni izah tarzlarıyla, zamanın fehmine uygun yeni ikna usulleriyle ve yeni tevcîhat ve tafsilat ile ifa-i vazife ederler. (Şualar, s.577) Mehmed Akif de, "Doğrudan doğruya Kur'an'dan alarak ilhamı, asrın idrakine söyletmeliyiz İslam'ı" demekle bir anlamda Risale-i Nur'u tarif etmiştir. Fakat Süfyan'ın hurucundan sonra hilafet lağvedilmiş. Ancak bunlara ihtiyaç sona ermemiş, bilakis daha da şiddet peyda etmiş. İşte Risale-i Nurlar bütün engellere rağmen bu zaruri ihtiyaca cevap olan İslamî geleneği sürdürerek, küfrün belini kırmıştır. Bediüzzaman Hazretleri bedelini de, hapis ve sürgünlerle ödemiştir. "Takdir-i Hüda kuvve-i bâzu ile dönmez, Bir şem'a ki Mevlâ yaka, üflemekle sönmez. ifadeleri de bu gerçeği anlatmaktadır. İşte bu durum, ayet-i kerimenin "Allah'ın nurunu üflemekle söndürmek isterler. Allah ise nurunu tamamlamaktan başka bir şeye razı olmaz kâfirler isterse hoşlanmasınlar." hükmüne delildir. (Tevbe Suresi, 32) İşte o nur; işaretiyle, beşaretiyle, ebcediyle, cifriyle, vukuatıyla ve manasıyla Risale-i Nur'dur. Risale-i Nur'da onun için: "...bin üç yüz yirmi dörde (M. 1907-1908, İkinci Meşrutiyet yıllarındaki faaliyetleri), ta otuz dörde (M.1915-16 Rus savaşına katılması), ta elli dörde (M. 1934-35'lerdeki mahkeme ve mücadeleler) tam tamına