Beraber yaşamanın yolları

Bilindiği gibi tarihte insanlar inançlarına, ırklarına ve ideolojilerine göre ayrı ayrı yaşarlardı.Ancak bu, günümüzde pek mümkün değildir. Yani insan toplulukları o zaman daha homojen idi, bugün ise daha heterojen oldu. Haliyle karışık yaşamanın doğurduğu bazı riskler ve problemler olması kaçınılmazdır. Biz de, buna göre çareler üretmeye davamız ve insanlık için mecburuz. Zira beraber yaşamak fedakârlık ister. Aslında beraber yaşama fazilettir ve o fazileti de, yine tarihte başlatan İslâmiyet olmuştur diyebiliriz. Mesela ayet-i kerimede: "Sizin dininiz size, benim dinim de banadır." (Kâfirun Suresi, 6) buyurulur. Bu, asgari müştereklerde beraber de yaşanılabilir demektir. Aslında bu beraberliğin ahlâkı bozma riski olmakla birlikte o vesileyle tebliğ ederek muarızlarımızın hidayetlerine vesile olup sevap kazanma avantajı da vardır ve zaten onlar bizim tebliğ için hedef kitlemizdir. Onun için biz beraber yaşamaktan korkmayız çünkü: "Elde Kur'ân gibi bürhan-ı hakikat varken, münkiri ilzam için gönlüme sıklet mi gelir" diyen bir Üstad'ın talebeleriyiz. Tebliğ elbette imanımızı tahkike ulaştırmak şartıyla olmalı yoksa ava giderken avlanılmış olunur. Yani numune-i imtisal olma kaydıyla ki, mümin maya gibi olmalı yoksa küffarın sayısı önemli değil. İşte Medine; on bine karşı 75 Müslüman idi ve Medine İslâm'ın başkenti oldu. Tarihî gerçeklere bakarsak o zamanki Mekke halkının taassubuna rağmen Medine'nin medeni ve müsamahakar davranışı oranın hidayetine ve İslâm devletinin kuruluşuna vesile olmuştur. Yani onlar hürriyetçi anlayışlarıyla hem kendilerinin hem de insanlığın kurtuluşuna sebep olmuşlardır. Hakikî bir mümini kimsenin etkilemesi mümkün olmadığına göre o diğerlerini etkileyecektir ve zaten öyle de olmuştur. O halde bizim beraber yaşamaktan korkmamız şöyle dursun; bilakis onları tebliğ için hedef kitle görmemiz lazımdır. Bu da ancak şeffaf, denetlenebilir bir demokrasiyle olabilir. Yine bilinen gerçeklerden biri de, Firavun'un Hz. Musa (as) ile görüşmeyi kabulü ile Hz. Musa'nın tebliğinden sonra yaşananlardır. Yeter ki biz şuurlu olalım. Bugünün en büyük problemi, çelişkili insan problemidir. Neden bu insanlar göründükleri gibi olmayıp, olmadıkları gibi görünürler "Dinde zorlama yoktur, doğruluk sapıklıktan, iman küfürden iyice ayrılmıştır." (Bakara Suresi,