Kılıçdaroğlu'nun 'unlearning' hamlesi!

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun başörtüsüne yasal güvence teklifi cesur bir adım olarak nitelendirilebilir. Zira böylesi önemli adımları atmak kolay değildir. Hele ki zor dönemlerde atılan adımların önünü, arkasını, yanını, yöresini defalarca düşünmek, tartmak gerekir. Dolayısıyla atılan adım amasız, fakatsız önemlidir.Şimdi bu adımın alt detaylarına bakmaya çalışalımİçinden geçtiğimiz süreçte partilerin tek başına kazandığı ya da kaybettiği bir sistem hâlihazırda olmaması sebebiyle, liderlerin hem kendi tabanını bir arada tutması hem de ittifak içinde olduğu diğer partilerin tabanlarıyla oluşabilecek makasın azaltılması yönünde de gayret göstermesi bekleniyor. Dolayısıyla atılan adımı yukarıda belirtilen açıklamaya bağlayıp, kısa yoldan konu kapatılabilir ve fakat bu girişim güdük kalır.Bir anlamda konuya sadece bu zaviyeden bakmak kolaycılık olur. Zira atılan adımın derinlerine inilmesinin önemli olduğu düşüncesindeyim.Tam da bu noktada, yönetim literatüründen bazı detayları belirtmek isterimÖrgütsel öğrenme örgütlerin bilgi birikimini depolayarak yetenek yelpazelerini genişlettikleri süreçlerle ilişkilidir. Öğrenme sürecinin tersi ise unutmadır. Diğer taraftan geçmiş bilginin bazı unsurları yeni kabiliyetlerin gelişimi ile bir çatışma içerisinde ise örgütsel unutma, bilinçli olarak gerçekleştirilmesi gereken ve rekabetçiliği artıran bir unsur haline gelmektedir.Bu noktada 'unutmayı öğrenme' (unlearning) kavramı karşımıza çıkmaktadır. (Konunun detaylarına 'Bilgi Yönetimi ve Öğrenen Örgütler' kitabından ayrıca bakabilirsiniz.)Kısaca şunu demek istiyorum:Hâlihazırdaki düşünce biçimleri, mevcut yöntemler bizim yeni bilgileri öğrenmemizi, yeni yöntemleri kullanmamızı engelliyorsa, gelişmenin önünde bariyer olarak duran engelleri terk etmek, değişimin önünü açmak gerekebilir. Dolayısıyla, Kılıçdaroğlu'nun başörtüsüne yasal güvence teklifiyle birlikte, unutmayı öğrenme süreçlerinin devreye sokulduğu söylenebilir. Buradan hareketle; siyaset yapma usullerini değiştiriyor Kılıçdaroğlu denilebilir. Hem kaygıları ortadan kaldırmayı amaçlıyor, hem de zamanında derin yaraların açılmasına sebep olan bir yanlışlıkla yüzleşiyor. Dolayısıyla Kılıçdaroğlu'nun hamlesinin değerli olduğu düşüncesindeyim.Diğer taraftan, atılan adımla ilgili dirençlerin olması da son derece doğaldır. Zira değişime karşı olan direnç de çoğunlukla duygusal kökenlidir. Ki duyguları yönetmeyi öğrenmek de değişimi gerçekleştirmeye yaklaşmak anlamına gelir. Evet, zamanında hatalar yapıldı. Ama şu an görüyoruz ki, ana muhalefet partisi olarak CHP'nin siyasette çok daha belirleyici bir rol üstlenmeye başladığı söylenebilir.Önceki yazılarımda helalleşme söylemini ilk bakışta ezber bozan