'Kara para yanlıştır, zehir tacirleri yanlıştır, rant vicdansızlıktır'

"Bilgiyi rasyonel bir perspektiften ilk olarak ele alan düşünür, Eflatun'dur. Eflatun duru, zihinsel bir göz aracılığı ile görülen bir olguyu anlatan 'idea' teorisini geliştirmiştir. Aynı zamanda Eflatun insanın özünde bilgiye aç olduğunu, onu arzuladığını öne sürmektedir. Eflatun için fiziksel dünya, mükemmel idealar dünyasının sadece bir gölgesidir. Beşer duyusal algılar yoluyla değil de ancak saf bir mantıkla ulaşılabilen sonsuz, değişmeyen ve mükemmel idealara ulaşmayı arzu etmekte; bilgi sezgisel bir faaliyetle aynı yerde başlayıp bitebilmektedir.

Eflatun'un öğrencisi olan Aristo ise akıl hocasını eleştirmekte Eflatun'un sezilebilen sonsuz ve mutlak bir obje olan idea kavramsallaştırmasının yanlış olduğu yönünde görüş bildirmektedir. İdea ya da daha doğru bir form fiziksel objeden ayrılamaz ya da duyusal algılardan bağımsız olarak var olamaz. Diğer bir deyişle varlıklar kendi yapıları ve fiziksel objelerinden oluşmakta ve bu fiziksel objelere ilişkin bilgiler ise duyusal algıların varlığını gerektirmektedir. Dolayısıyla Aristo, gözlemin ve duyu algılarının önemini vurgulamaktadır." (Bilgi Yönetimi ve Öğrenen Örgütler, Akgün, Keskin, Günsel)

Düşünün bir kere Aristo akıl hocası Eflatun'u eleştiriyor ve akabinde kendi savını ortaya koyuyor.

Bu örneği neden belirttim

Yaşadığımız bu zor dönemde herhangi bir konu rahatlıkla eleştirilebiliyor mu Korkmadan, sakınmadan, kim ne der endişesi olmadan eleştiri yapılabiliyor mu Bilgi rahatlıkla belirtilebiliyor mu

Elbette hala küçük bir kesim düşüncelerini filtresiz belirtebiliyor, yalnız bu noktada asıl vurgulamak istediğim toplumun geneli bunu yapabiliyor mu

Böyle bir bilinç düzeyine sahip miyiz

Eleştiriler, düşünceler, ortaya atılan teoriler rahatlıkla belirtilmeli ki gelişme ortaya çıkabilsin. Birçok konuda sıçrama yaşanabilsin.

Diğer türlü 'tamam efendim, olur efendim'. Bunun da ötesine gidecek bir yol yok maalesef.

Örneğin medyanın içler acısı hali. Büyük bir bölümü soru sorarken bile karşı tarafa olumlu yorum belirtme yarışında.

Adeta soru sormuyor 'sizin attığınız tüm adımların hepsi çok doğru' demenin peşinde. Oysaki unuttuğu bir şey var, orada kamu adına bir iş yapıyor.

Şimdi böyle bir ortamda kalabalıklar doğru bilgiyi nereden alacak

Ne diyoruz Bilgi çağındayız diyoruz. Peki, bunun gereklilikleri yapılıyor mu

'M.Ö IV.yy'da Aristo 'Bütün insanoğlu doğası gereği olarak bilgiyi arzulamaktadır' demektedir. Dolayısıyla bilgi insanoğlunun ilk çağlarından bugüne, tüm ekonomik sistemlerin temelinde yer almaktadır. Ancak bilgi ve toplumsal ilerleme, başarı ve hayat standartları arasındaki ilişki hiçbir zaman bugünkü kadar belirgin olmamıştır. Geleneksel ekonomilerde toprak, emek, sermaye üretimin temel faktörleri iken, Toffler ya da Drucker gibi yazarların da ifadesiyle bilgi tabanlı ekonomide kuruluşların faaliyetlerine değer katan temel unsur olarak 'bilgi', üretimin ve yönetimin öncelikli faktörü olarak ön plana çıkmaktadır. Bu açıdan Aristo'dan 25 asır sonra bilgi, ekonomi ve refahın temel unsuru haline gelmiştir.'

Peki, bilginin kaynağı üniversitelerimiz ne kadar üretken Siyasetin gölgesinden ne kadar bağımsız Boğaziçi Üniversitesi'nde yaşananlar ne durumda olduğumuzu özetliyor doğrusu.

Kendi yetiştirdiğimiz bilim insanlarımızı başka ülkelere mi kaptırıyoruz

Teknolojide sıçrama neden yapılamıyor