İsrail, Rusya, Avrupa, Amerika, Çin

Gel ey can ateşler içinde kıvranan canlara can ol dedim Akan kanı durdur, gökyüzünün çığlığını duyur mühürlü kalplere, yağmur ol zulüm yağan topraklara nefes alsın

Gel ey güneş, söndür zalimin avusunu Bitsin bu çile, bitsin bu vahşet, bitsin bu karanlık Aç ardına kadar kapıları gitsin şu kör olası gam girsin mis kokulu güller

Gel, tez gel ey ay, mazlumun yüreğini aydınlat dedim

Maalesef son günlerde Ortadoğu'da yaşananlar çok üzücü. Şunu özellikle belirtmek isterim. Hangi tarafta olursa olsun, kim olursa olsun sivillerin öldürülmesi kabul edilemez. Bunun üzerine kurgulanacak, sayfalar dolusu tüm açıklamalar geçersizdir, tanımsızdır, hükümsüzdür.

Bu noktada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın belirttiği şu cümle önemlidir: "İsrail güvenlik güçlerinin ve illegal yerleşimcilerin Filistinlilere uyguladığı baskıya, zulme, yargısız infazlara, can ve mal tehdidine nasıl karşıysak İsrailli sivillere yönelik rastgele eylemlere de aynı şekilde karşıyız."

Öte yandan olaylar başladığından beri istihbarat zafiyeti tartışması yaşanıyor. Mossad tüm bu olanları nasıl fark etmez diye. Bugünün teknolojisinde Hamas'ın bu denli detaylı saldırı hazırlığının önceden fark edilmemesinin gerçekçi olmadığı düşüncesindeyim. Açıkçası aklımızla dalga geçmek gibi bir şey bu. Kaldı ki Mısır istihbaratının saldırılar öncesinde Hamas'ın çok büyük bir şey planladığı konusunda İsrail'i uyardığı belirtiliyor.

Gelinen bu süreçte saldırılar devam ederken İsrail bir taraftan da Filistinlilerin Gazze'yi terk etmesi çağrısı yaptı. Bu noktada Türkiye'nin de dâhil olduğu birçok ülke tarafından görüşmeler yapılıyordur mutlaka ama daha fazla canın hayatını kaybetmemesi için ve Filistinlilerin yerlerinden edilmemesi için bir an önce bir çözümün ortaya konması gerekiyor. Yoksa çok geç olabilir.

İsrail, Rusya, Avrupa, Amerika, Çin

Saldırılar başlamadan önceki tabloya ve sonrasındaki etkilerine bakacak olursak;

Netanyahu hükümetinin İsrail'de aylardır devam eden protestolardan dolayı sıkıştığı biliniyor. Bu olaylarla birlikte doğal olarak protestolar bir kenara bırakıldı. Biden'ın da seçimlere giderken çok da güçlü bir aday olarak görülmediği söylenebilir. Şu anki bu teyakkuz hali bu liderleri uzun vade için değil ama kısa vade için güçlendirebilir.

Son dönemde Türkiye, Mısır, İsrail, Körfez ülkeleri normalleşme adımları atmaya başlamıştı. Bu gelişmenin bölge için son derece olumlu olduğu yazılıp çiziliyordu. Ki bu durumdan sanırım İran'ın rahatsız olduğu söylenebilir. Bu olaylarla birlikte normalleşme adımlarının da rafa kalktığı belirtilebilir.

Diğer taraftan Rusya-Ukrayna savaşıyla bunalan Rusya'nın dikkatlerin Ukrayna'dan Ortadoğu'ya yönelmesini olumlu karşıladığı düşüncesindeyim. Bu arada Rusya güçlenmek için de zaman kazanıyor olacaktır.

İsrail - Hamas arasındaki çatışmalar nedeniyle İsrail'in talebi üzerine ABD'li enerji şirketi Chevron, Doğu Akdeniz'deki Tamar gaz sahasında üretimi durdurmuştu. Üretimin durdurulmasının ardından Avrupa'da gaz fiyatları arz güvenliğine yönelik endişeler nedeniyle yükselişe geçti.

Ayrıca saldırılar öncesinde petrol fiyatları 80 küsur dolar civarındaydı. Fiyatlar şu an itibariyle 90 dolara tekrar dayanmış durumda. Bu olayların derinleşmesiyle birlikte doğalgaz ve petrol fiyatlarının daha da yükselebileceği uzamanlar tarafından belirtiliyor.

Bu noktada petrol ve doğalgaz fiyatlarının yükselişinin Rusya gibi üretici ülkeler tarafından olumlu bir şekilde izlendiği söylenebilir.