Kardeşliği Yaşatmak

"Müslümanlar kardeştir" ayetini biliriz. Çok yerde okur, çok yerde işitiriz. Mikrofon elimize verilse hakkında saatlerce konuşabiliriz. Kur'an-ı Kerim'in buyruğudur, iman ederiz. İman ederiz de yaşar, yaşatır mıyız Yaşamıyor ve yaşatmıyorsak bu iman sadece dil ile ikrar etmekten öteye gidememiştir. Halbuki hakiki iman kalp ile ikrar edilen değil midir Diyebilirsiniz ki kalp ile ikrar için önce insanın dil ile ikrar etmesi gerekir. Doğrudur. Fakat dilimizle ikrar ettiğimiz, üzerine uzun uzun konuştuğumuz, edebiyatını yaptığımız şeyler kalbe, kalptende davranışa dökülemiyorsa bir yerde bir sorun, bir tıkanıklık var demek değil midir Bir meydana gitsek ve insanlara mikrofon uzatıp yaşadığımız sorunları sorsak herkes hayat pahalılığından, ekonomik sorunlardan, göç eden insanlardan dem vuracak. Fakat aynı insanlara nasıl hissettiklerini sorsak yorgun ve çaresiz insanlar bulacağız karşımızda. Gözlerinin feri gitmiş, bir Allah'ın kulu ile iki kelam edememekten, anlaşılamamaktan yorulmuş, hayatta kalmak için birbiri ile yarışmaktan başka çaresi kalmamış insanlar En çokta kardeşlerine karşı güveni zedelenen insanlar. Sırtının sıvazlanmasına, kardeşçe sarılmaya ihtiyaç duyan insanlar. pushfn('ads'); Bakmayın siz ekonominin en büyük sorun olduğunu söyleyenlere. Bugün yaşadığımız sorunların başında ne ekonomi ne de başka bir sorun geliyor. Bugün yaşadığımız en temel sorun kardeş olduğumuzu dil ile ikrar edip kalbimizle ikrar etmiyor oluşumuzdur. Zira kalbimiz ile inanmadığımız bir şeyi yaşamımıza geçirmemiz zordur. Davranışlarımıza dolayısı ile yaşamımıza kardeş olduğumuzu geçiremememiz bizi dünyevi hırslara, savaşlara sürüklüyor. Hırsların savaşların olduğu bir yerde ne ahlak kalıyor ne de adalet. Ekonominin çökmesi, göç edenlerin çoğalması, çarpık kentleşme, hukuksuzluk hepsi ama hepsi yaşadığımız ahlaki zafiyetlerin birer sonucudur. Birbirimiz ile olan savaşın sonunda yine kendimiz yeniliyoruz. Burada niçin kardeş olamıyoruz sorusu meydana geliyor. İnsan birilerine göre aklı ile karar veren bir varlık olsa da insan en çok kalbine danışan, en çok kalbi ile karar veren bir varlıktır. Bugün kalbimiz kardeş olduğumuza inanmıyor. Bugün kalbimiz kardeşlerimizden emin değil. Bu nedenle kardeşlerimiz hakkında bir karar almak için kalbimize danıştığımızda kalbimizden olumlu cevaplar alamıyoruz. Böyle böyle birbirimize yabancı, birbirimize düşman kesiliyoruz. pushfn('ads'); Şöyle açıklayalım bir insanın bir eylemi davranışa dökebilmesi için önemli iki unsur vardır. Bunlar bilişsel ve duygusal