Türkiye'nin Yerli ve Milli İlk Animasyonları: Tay ve Efsane Takım

Bugünün çocuklarını ailelerinden ve okuldan daha çok medyanın eğittiği ve büyüttüğü bir gerçek. Artık çocuklar ailelerinden ve büyüklerinden nasihat dinlemeyi, öğretmenlerinden de ders dinlemeyi istemiyorlar. Ekranlarda gördükleri renkli, ışıl ışıl dünya yönlendiriyor onları. Aslında sadece çocuklarımızı değil, bizi de ekranlar yönlendiriyor. Çünkü kaç yaşına gelirsek gelelim hikâye dinlemek hepimizin hoşuna gider ve ekranlar herkese ve her yaş grubuna yönelik bir hikâye anlatıyor. Bizim hikâyemiz hariç Her dizinin, her filmin, her animasyonun bir hikâyesi vardır. Her hikâyenin de bir mesajı. Kendi hikâyesini anlatmayı başaran toplumlar kendi mesajını, kendi derdini tüm dünyaya duyurmayı başarabilmiştir. Eskiden bu mesajlar sinema ve televizyon üzerinden verilirken şimdi dijital platformlar üzerinden veriliyor. Toplum olarak tutucu tavrımız, teknolojiyi üretenin elinde tutması gibi nedenlerle bırakın dijital platformlara yetişmeyi sinema dünyasına daha yeni yetişiyoruz. pushfn('ads'); Bu yüzden kendi hikâyemizi anlatmakta biraz geç kalmış durumdayız. Fakat her şeye rağmen güzel gelişmeler yaşanıyor. Geçtiğimiz günlerde iki yerli animasyon filmi vizyona girdi; "Tay" ve "Efsane Takım: Bilim Kahramanları." İlk önce 23 Eylül günü vizyona giren Tay filmine ardından 7 Ekim'de vizyona giren Efsane Takım: Bilim Kahramanları filmine gittim. Her ikisi de alanlarındaki ilk olmaları sebebiyle büyük bir heyecanla karşılandıklarını ifade etmeliyim. TRT Çocuk ortak yapımı olan Tay filmi, Peygamber Efendimiz (S.A.V.) ve hicreti konu ediniyor. Annesini arayan Riyah adlı bir tayın, peşindekilerden kaçarken karşılaştığı deve Jabal ile Medine'ye olan yolculuklarını izliyoruz. Deve Jabal, Peygamber Efendimizin (S.A.V.) Mekke'den Medine'ye hicreti esnasında onu takip eden ve tüm ayrıntılara hâkim olan bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Yolculuk boyunca da başlarından geçen hadiselerin akışına göre hicret hadisesini ana karakterimiz Riyah'a anlatıyor. Senaristlerin anlatmak istediklerini direkt değil de kurguya yedirerek anlatmaları işte üstad Ali Nar'ın ifade ettiği İslami tebliğ değil İslami telkin metodu kullanılmış diyerek beni heyecanlandırdı. İlk yarıyı bu heyecanla izledim. İlk yarı diyorum çünkü hemen hemen ilk yarının sonlarından itibaren deve Jabal'ın anlatıcı konumuna geçtiğini görüyoruz. Soru soran çocuk ve her şeyi bilen bir yetişkin teması kurgu metinlerde sık sık kullandığımız fakat günümüz çocuklarının ilgisini çekmeyen bir yöntem. Filmin bu dakikalarında bende dâhil olmak üzere salondaki çocukların dikkatinin dağıldığını söylemeliyim. Eleştiri kültürü gelişmemiş bir toplum olarak hemen burada filmi beğenmediğim gibi bir anlamın çıkarılmasının uygun olmayacağını, bunun yapıcı bir eleştiri olarak algılanmasını temenni ediyorum. Zira filmin dilini, esprilerini ve kalitesini çok beğendim. Özellikle filmin sonunda