Salih Tuna

Sabah

Budur...

"Bilmekte fikir, yapmakta ahlâk vardır..." demişti Necip Fazıl. Lakin öyle post-truth zamanlara çattık ki, sahici bilgiye ulaşmanın yolu da ahlâktan geçiyor artık. Zira oluşturulmaya çalışılan algıya göre bilgi de şekilleniyor. Özellikle de siyonist deccallerin hâkim olduğu sosyal medyada. Lafın düzünü edecek olursak bilgi, hakikate sadakatten çok,

O ödülü ikisi paylaşsın

Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim: "Gazze Planı" barış, ateşkes, insani yardım, esir takası gibi "cilalı etiketlerle" süslenmiş Filistin direnişini tasfiye etme planıdır. Mahut planda Filistin'in iradesi yok, işgalin sonu yok, hatta takvim de yok. Aslında takvim var da sadece İsrail'in hesabına var. Mesela, İsrailli esirler hemen serbest bırakıl

Deccal ağı

ABD'de "ifade özgürlüğü" nutukları atılırken, Oracle'dan Paramount'a, CBS'den TikTok'a uzanan zincir "Soykırımcı Netanyahu"nun masasına bağlanıyor. Yani... Bir bakıyorsunuz Hollywood'da film veya dizi, bir bakıyorsunuz veritabanı odasında kablo. Ve tam ortasında da Netanyahu. ABD Başkanı Trump'ın Netanyahu'yu frenleyeceğini düşünenler var. Oysa tan

ABD'deki o muhalif

Türkiye doğumlu ama Türk mü değil mi bilinmiyor. Kendisine soracak olursanız, "Britanya, Türk ve Amerikan geçmişim üzerine kurulu bir kimlik sentezim var..." diyor. Lakin, hiçbir "senteze" ihtiyaç duymayacak derecede katıksız Türkiye düşmanı. Bir ara Sabancı Üniversitesi'nde (2004-2008) "öğretim görevlisi" olarak çalışmış bu elemanın adı Sinan Cidd

Başka çare yok

İsrail'de Filistinli esirlere tecavüz etmek için kitlesel protestolar düzenleyen Yahudilerin hapishane duvarlarından birini yıktıklarına dair sosyal medyada çıkan haberleri okuduğumda "Bu kadar da olmaz, asparagastır..." demedim. Çünkü İsrail terör devletinde artık "olmaz" diye bir şey yok! Askerine bakıyorsunuz; Gazze'de öldürecek çocuk bulamayınc

Yolun sonu görünüyor

Sağ olsun dostumuz Bülent Korman sayesinde, ABD Gizli Servisi'nin (United States Secret Service) BM Genel Kurulu öncesinde büyük bir "şebeke" yakaladığına muttali oldum. Söz konusu "şebekede" yüz bin SIM kart ve üç yüz sunucu varmış! Nereden bakarsanız bakın, acil çağrı hatlarını bile bir anda kilitleyebilecek bir düzeneğe işaret ediyor. Sakın ola,

Ali Koç öğrendi ya Steven

Fenerbahçemizin Başkanı olduğunda rüzgârı öyle arkasına almıştı ki, Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu hayalleri kurmaya başlayanlar bile olmuştu. Hepten ham hayal sayılmazdı. Nihayetinde parası, pulu, kredisi vardı; istediği futbolcuya parayı basar alırdı. Hâliyle Ali Koç'un başkan seçilmesi, taraftar için tam anlamıyla bayram günü olmuştu. Fenerbahçe

Hortlak kafa

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde, Gazze'de soykırım dursun, daha fazla çocuk katledilmesin diye oylamaya sunulan derhal ve kalıcı ateşkes tasarısı malumunuz reddedildi. Hem de BMGK'nın 15 üyesinden 14'ü söz konusu tasarıya lehte oy verdiği hâlde. Nasıl mı oldu ABD'nin vetosuyla. Böylece, İsrail Gazze'de masum sivilleri çadırlarıyla birlikte

Fazıl Say'dan kaçamazsınız

Fazıl Say'ın son çıkışı yalnızca bir piyanistin bireysel tepkisi değil, insanlığın belleğine düşülmüş güçlü bir kayıt oldu: "Gazze'de soykırım var, nokta!" Tarih büyük sanatçıları zulme karşı çıkışlarıyla ya da suskunluklarıyla da hatırlar. Picasso, "Guernica" tablosuyla İspanya İç Savaşı'nın acılarını tuvale kazıdı; hâlâ milyonların vicdanını sars

Ahlakınız batsın

Bir yanda müstear adı Katie Johnson olan 13 yaşındaki kız çocuğunun Epstein'in partilerinden birinde Trump'ın kendisine tecavüz ettiği iddiası, diğer yanda Netanyahu'nun çocuk avcısı terörist askerlerinden arta kalan Gazzeli çocukları açlıktan ölmeye mahkûm etmesi... Bir yanda Epstein'in 50'nci yaş günü için hazırlanmış anı kitabında kendisine atfe