Salih Tuna

Sabah

Kendisinden korusun yeter

Sevgili Kılıçdaroğlu kendisi de farkında değil ama bazen işe yarıyor. Hani denir ya, "Kral Desiderius, kral mıral ama işe yarıyor", o hesap. Bir defasında... "S-400'ler niye alındı kimse bilmiyor. Bize kim saldıracak Irak mı, İran mı bize saldıracak Rusya mı bize saldıracak Silahlar zaten onların..." demişti. Birçoğumuz dumura uğramış, "Yine ne diy

Bu nasıl tezgâh

Azgın azınlığın içinde bile "Devleti temsil makamına 'ahır', devletin başına cumhurbaşkanına başkumandana 'öküz' demekte ne var" diyeni görmedim. Belki tozutanlar vardır ama ben rastlamadım. Haliyle, aynı hakaret suçunu tekrar işlediği için tutuklanan Sedef Kabaş'ı savunan arkadaşlar, "düşünce ve ifade özgürlüğünü" öne sürüyorlar. Peki, mahut hak

Bunu başkan yapsınlar da...

Bu ne ki, bundan 35 yıl mukaddem, 3 Mart 87'de, yağan karı, kar fırtınasını görecektiniz. Henüz üniversite talebesiydim ve ilk oyunumun (Şeytan Üssü Haber Merkezi) Cağaloğlu Halk Eğitim Merkezi'nde iki gün üst üste olmak üzere ilk 4 gösterimi vardı. O vakitler Şişhane'de kalıyordum. Karikatürist bir arkadaşım, "Abi uyan!" dedi, "Beni bile heyecanda

Oh be kriz çözüldü

CHP'nin malum partilerle kurduğu ittifakta "temsil krizi" hızla büyüyordu. İttifak her an dağılabilirdi. Kılıçdaroğlu ne yapacaktı İşi bu defa gerçekten zordu. "Dostlarımızla iktidar olacağız..." demişti ama bunu hiç hesaba katmamıştı. Yeni "refikinin" gözünden hiçbir şey kaçmıyordu. Bu da gayet normaldi. Ne de olsa içlerinde (Erdoğan'ın sayesinde

'Ekonomiye çığlık attırın'

Immanuel Wallerstein kapitalist sistemin de her sistem gibi bir ömrünün olduğunu, en geç 2040, bilemedin 2050'de nalları dikeceğini dile getirir. Kendiliğinden değil elbette; Dünya Solu ile Dünya Sağı kıyasıya çatışacak da öyle. Küreselciler ile ulus devletler kapışmasının konuşulduğu günümüzde filozofumuzun "sağ-sol çatışması" öngörüsü biraz anakr

Salih Tuna sen akıllanmayacaksın

Can arkadaşım Ahmet Kekeç'le bazen birbirimize tatlı tatlı "sitem" ederdik. Sitem dediğim, "Bu arkadaşı neden benden sakladın" yollu takılırdık. Birbirimize, "Biraz olgunlaşsın diye beklettim" dediğimiz de çok olmuştur. Bu "olgunlaşan" arkadaşlardan biri şimdi hızlı "muhalif" olmuş. CHP yandaşı kanallarda öyle propagandist lakırdılar ediyor ki, ben

Aylak ekonomistlerimizi ihraç mı etsek

İlk mektep düzeyinde soru şudur: Türkiye'nin kadim düşmanları, Erdoğan'dan neden nefret ediyor Daha basit nasıl sorulur, bilemiyorum!.. İsterseniz, "Türkiye'nin kadim düşmanları, muhalefeti neden destekliyor" şeklinde değiştirelim, cevap değişmeyecektir. Cevap dediğim, estek köstek, lagaluga işte. Yani, sadra şifa hiçbir şey! Aslında muhalefet esna

Mantık hak getire

Politikanın doğasında dün savunduğuna bugün karşı çıkmaktan, dün saydırdığınla bugün "ittifak" kurmaya kadar her şey var! Yani, "başarılı" olma sevdasına veya "reelpolitik" belasına tutarsızlıklar, çelişkiler, tavizler hep olagelmiştir. Bundan olsa gerek hiçbir zaman "politikaya" ısınamadım. Lakin son zamanlarda "politik" izahı olmayan öyle mantıks

Ölümün işaret ettiği

Ömer Seyfettin'in "Kaşağı"sı çocuk yaşta öyle bir kardeş yarası açmıştır ki içimde ne zaman birinin kardeşine bir şey olsa bu yara kanar. Bazı metinler böyledir, adeta vurgun yersiniz! "Can veren oğullarının kara haberlerini alan annelerin içinde kaynayan mahşeri" anlatan Erdem Bayazıt'ın o şiiri mesela. "Sara" (Edebiyat, 1975) şairi Halis Altındağ

Artırılmış eşeklik

Vaktiyle politikacının birine "Eşeğin (...) su kaçırdı" demiştim de, bir okur, eşeklere hakaret ettiğim gerekçesiyle fakiri Basın Konseyi'ne şikâyet etmişti. Üstelik o vakit de aynen böyle, parantez içinde üç noktayla sansürlemiştim. Ne mi olmuştu Basın Konseyi, "Basın meslek ilkelerinin" 12'nci maddelerinden bahisle benden savunma istemişti. İşin