İki üryanlık arasında

Dünyevîleşmek Roma, Bizans ve Cahiliye dönemlerini aratmayacak, belki de misli misli bir tarzda ve hızla dünyamızı, bütün insanlığı sarmış bir vaziyette gittikçe gidiyor. Kıyamet gününe toslayıncaya kadar.Bu misli görülmemiş dünyevîleşmek ve her şeyi maddede aramak fırtınasından Müslümanlar da çok fazla miktarda payını alıyor. İmanım, inancım başka, dünya hayatım başka diyor, kelime-i tevhidi söyleyen diller. Halbuki Sultan Süleyman'dan fazla zengin ve ondan (as) daha fazla yaşayamayacaklarını bile bile... Hadi gelişlerinde dünya adına bir şey getirmediklerini biliyorlar da bari gidişlerinde ahiret adına bir şeyler götürebilseler bari... Müslümanların bu dünyevîleşmek konusunda tavizkâr ve müsamahakâr davranmaları dünya adına çıplaklıklarından ahirete dair bir şeyler alarak kurtulmak istememeleri adeta bilerek lades demek gibi bir şey! Taşlıcalı Yahya Efendi'nin şu şairane, ama gerçekçi tesbitlerine kulak tıkamak her halde çok mu çok aptallık ve cahillik olacaktır... "Âdemoğlu âleme uryân gelir uryân gider Nâle-vü efgân ile giryân gelir giryân gider.." (İnsanoğlu bu dünyaya çıplak gelir ve dünyadan yine çıplak gider, Acı ve ıztırap ile ağlayarak dünyaya gözlerini açar, yine ağlayarak bu dünyadan gider...) Başka mahlûklar bir kere bir hata yapsalar veya fıtratlarına uygun olmayan bir hal ile hallenseler, bir daha onu yapmamaya, kendilerini hak ettikleri