Ramazan Kayan

Milat

Açıklıktan çıplaklığa evrim

Yaz aylarının kavurucu sıcakları bir gerçeği daha tekrardan gözlerimizin önüne sermiş durumda… Toplumsal yaşamın temel normlarını tehdit eden açıklıktan çıplaklığa bir evrim tüm hızı ile devam ediyor… Mahremiyetlerin mahvoluşuna tanıklık ediyoruz… Müstehcenlerin müstekreh ilişkileri ifsad ve iğfali derinleştiriyor. Çıplaklık adeta değerlere karşı b

Dünden Bugüne Ümmetin Serencamı

Rivayet olunur ki; Moğol İmparatorluğunun kurucusu Cengiz Han'ın torunu Hülagu 1258 tarihinde Bağdat'a girerek Abbasi Halifesi Mutasım'ı keçeye sarıp Moğol atlarının ayakları altında ezdirerek öldürtür. Şehirde katliamlara başlar ve şehri yağmalar. Kadın, yaşlı, çocuk, hamile demeden bazı kaynaklara göre 200 bin, bazılarına göre de 400 bin kişiyi

Bu umursamazlık nereye kadar

İnsan duyarlılık ve duruşu ile değerlidir. Duyarlılığını kaybeden, duruşunu bozan insan eşreften esfele savrulur, "halife" olma misyonunu kaybeder… İşte insanoğlunun en acı hüsranı; duyarsızlık, umursamazlık… İnsanın kendisine verdiği en büyük zarar, umursamazlık… "Boş verme" mantığı batılın önünü açıyor… Olumsuzluklar karşısında "bir şey olmaz" an

Bir Cami Hikâyesi

Geçen hafta cuma günü Esenyurt ilçesi Hacı Hasan Camisi'ne davetliydim. Sabah saatlerinde yaz Kur'an kursu öğrencilerine, cuma namazından önce de cami cemaatine birer sohbette bulunmak için… Esenyurt'un kasvetli sokaklarından, yaz aylarının bunaltıcı sıcağından caminin avlusuna kendimizi attığımızda, ruhumuzu coşturan, yüreklerimizi ferahlatan güze

Teberrüc Tesettürü Vurdu!

Zina tüm zamanlarda, tüm nesilleri tehdit eden bir insanlık suçudur… Modern zamanlar ise zinanın zirve yaptığı, ahlakın dibe vurduğu zamanlardır… Zevklerin zebunu olan zavallılar ise zaten zina zehri ile maluldürler… Modern çağın buhranı toplumları kötü vurdu… Bahtsız nesillerin hayatı berbat… İnsanın huzuru kaçtı, hayatın bereketi gitti… Yaşamın y

Online şehadet

İslami davette yeni deneyimler ve yeni arayışlar sürekli gündeminde olan bir mevzudur Davet çalışmalarındaki durağanlığı nasıl aşabiliriz konusu zihnimi meşgul eden temel bir sorudur Belki de bendeki bu kronik merak yeni ve yerinde pratiklerle buluşma vesilesi oluyor Bu giriş cümleleri ile sözü hafta içinde KİM vakfı üzerinden tanıştığım Mehmet Olg

Azgın azınlık azıttıkça azıtıyor!

Yaygın musibetlerle sınandığımız şu zorlu süreçlerde dipten gelen farklı musibetlerle de sarsılıyoruz Ne demek istiyorum Sözü tepkisizlik musibetine getirmekti amacım Evet, Müslümanlar bunca ahlaksızlık, kötülük, kirlilik, haksızlık hadsizlik karşısında neden tepkisiz ve tavırsız Bu bir musibet değil midir Bu tepkisizlik nereden kaynaklanıyor Yeti

Kadın cenahı

Siyer kaynaklarının sayfaları arasında gezinirken, tevhid mücadelesinin ilk yıllarında, İslami davette öne çıkan sahabi kadınlara takılı kalıyorum İlk iman eden, bir kadın Hz. Hatice (ra) İlk şehid olan, bir kadın Hz. Sümeyye (ra) İlk servetini davasına adayan yine Hz. Hatice (ra) Hz. Ömer (ra)'ın hidayetine vesile olan kız kardeşi Hz. Fatıma binti

Tevhidden tahrire

Zor zamanlardayız Öyle zannediyorum ki, zorun zoru günler bizi bekliyor Siyonist musibet bir karabasan gibi İslam dünyasına musallat olmuş durumda Küresel kötülüğün meş'um vahşet ve cinayetleri sınır tanımıyor Kaos, kâbus, kriz ve kahır tüm yeryüzünü tehdit etmektedir Acaba diyorum, Müslümanlar olarak bu duruma hazırlıksız mı yakalandık, yoksa göz

Tek başına

Önce Kur'an-ı Kerim'den üç ayet meali: "Şehrin en uzak yerinden bir adam koşarak geldi: 'Ey kavmim, elçilere uyun!' dedi." (Yasin, 20) "Şehrin öbür ucundan koşarak bir adam geldi. 'Ey Musa! İleri gelenler seni öldürmek için aralarında senin durumu görüşüyorlar. Şehirden hemen çık. Şüphesiz ben sana öğüt verenlerdenim!'' dedi. (Kasas, 20) "Firav