Dünyanın en savaşçı toplumlarından birinin Filipinler'in güneyinde yaşayan Moro'lu Müslümanlar olduğunu, bölgeyi ziyaret edinceye kadar bilmiyordum… Beş asrı aşkın bir süredir yani 1565 yılından beri sömürgecilerin bölgeye girmeye başladığı tarihten bugüne kesintisiz devam eden bir mücadele süreci var...

Müslüman halk İslami kimliklerini korumak için olmadık bedeller ödemiş fakat boyun eğmemişler… Son yarım asırda ise MILF (Moro İslami Kurtuluş Cephesi) mücadeleyi belli bir düzeye taşımış ve bugün Bangsamoro Özerk Devleti resmen kurulmuş durumda...

Hareketin tarihi arkaplanına fazla girmeden bu mücadeleyi bu seviyeye taşıyan manevi dinamikleri ve İslami ilkeleri incelemek istiyorum... Bu önemli başlığı teorik boyutundan ziyade seyahatimiz süresince gözlemlediğim bazı kareleri paylaşarak ifade etmek niyetindeyim…

Hareket askeri gücünden daha çok ahlaki yücelik ve irade gücü ile öne çıkıyor...

Hareketin kurucu lideri Selamet Haşimi kadroların eğitimi için hazırladığı ilk kitap: Mücadele Ahlakı...

Savaştan daha önemli olan savaş ahlakıdır…

Ahlaki üstünlük sürekli askeri üstünlükten önde olmuştur… Kendi aralarında naif, düşmana karşı kavi insanların nezih cihadı...

Moro nüfusunun yarıya yakını gayrimüslimlerden oluşmasına rağmen, zorba rejimlere karşı direnişi sürdürürken halkları ile barışık olabilmiş, sempatilerini kazanabilmişler…

Özerk Devlet olma hakkı elde edildikten sonra, Moro'da Katolik bir papaza soruluyor:

-Müslümanların iktidarından korkmuyor musun

-Savaş döneminde bize zarar vermeyen Müslümanlar, barış zamanında mı bize zarar verecekler

İşte El-Emin'in emin ümmetinin çağa yansıması...

Barira bölgesinde düşman askerleri tuzağa düşürülüyor, onlarca can kaybı veriyorlar…

Hareketin lideri ve başkomutanı Selamet Haşimi çatışmanın en sıcak bir anında üç saatlik bir ateşkes emri veriyor, düşman güçlerine sesleniyor:

-Gelin cesetlerinizi alınız, insan olmaları hasebiyle bizim ölülere saygımız var… Onların telef olmasını istemiyoruz…

Üç saatlik bir aradan sonra çatışma kaldığı yerden devam ediyor…

Düşman askerinin ölüsüne bile gösterilen duyarlılık…

İşte insanlık... İşte Müslümanlık…

Esir alınan Filipinli askerlerden, esir takası ile serbest bırakılan ve daha sonra Müslüman olup gelip MILF saflarında cihada katılanların olduğunu öğrenmek bizi bile şaşırtıyor değil mi

Bu ne güzel bir temsil ve tebliğ...

Zaman zaman Moro'daki farklı yapılarla, özellikle ulusalcı, milliyetçi gruplarla gerilim yükselince Selamet Haşimi'nin kendi tabanına talimatı şu oluyor: