Tüylerim diken diken oluyor o günü hatırladıkça!..

Ahirete birer birer yollarken sevdiklerini, hatıralarda da çoğalır ölüm ve çoğaldıkça büyür endişesi ile birlikte düşüncesi de...

- Bir partimizde fazla alkol ve eroin alan biri ölmüştü. Keyfimiz hepten kaçmış, eğlencemiz ziyan olmuştu. En kısa ifadeyle "hayatı kaçırmak" diyorduk, bu durumlara o zaman. Şaşkınlığımızdan, ölüm korkusundan "Tövbe estağfirullah, Allah'ım bizi affet..." diye söylendiğimizi duyan Toprak, bir taburenin üzerine çıktı: "Ne hepiniz hacı, hoca kesildiniz birden! Gördüğünüz gibi hayata son noktayı koydu, keyifle de gözlerini kapadı, bitti! Yaşadıkları yanına kâr kaldı!"

Ayağa kalktım "Bu kadarı da fazla!" diyecektim ki beni konuşturmadı.

"Hey arkadaşlar! Lütfen kendinize gelin! Ölümden çok yaşamayı, neşeyi, tek imkânımız hayatı düşünürsek; ne ölüm, ne zorluklar bizi korkutur, ne de örümcek kafalılar! Bir insanın arkasından 'Dolu dolu yaşadı, öyle de öte tarafa gitti...' denilmesi varken, toprak olup unutulmayı unutmak varken, yaşamdan çok ölümü düşünmek; çağdaş, modern, aydın, gelişmiş insan işi değil! İşte gericiler, o çember sakallılar, badem bıyıklılar, başı çaputlular sizin bu ölüm karşısındaki acizliğinizi, zaafınızı kullanıyorlar. Hem de tepe tepe! Onlara inat haydi hayatı yaşamaya! Haydi kaldığımız yerden coşmaya! 'Ne de olsa hepimiz öleceğiz' demesini bilerek çok da 'şaaaaapmamak' lazım! Keyifli yaşamak, yaşamasını bilmek çok güzel!"

- Bundan bana hiç bahsetmemiştin.

- Hatırlamak istemediğim bir geceyi sana anlatmamın ne faydası var Şimdi yeri geldiği için şöyle bir dokundum kıyısından!

- Dahası da mı var

- Ne sen sormuş ol, ne de ben anlatayım! Tüylerim diken diken oluyor o günü hatırladıkça ve o "ölüm" kelimesini duydukça, konuştukça veya düşündükçe... Demek boşa değildi arkadaşlarımızın ölümü hesaba katmadan yaşamanın ehemmiyetine vurgu yapmaları.

- Her neyse! Ben mevzuyu değiştireyim. Kalp yangını mı desem, gönül ateşi mi Değil endamlı bir bedene, güzel yüze, mahmur bakan bir çift şahan göze duyulan aşk mı desem bilmem ki Bağlandım, tutuldum kaldım kaç senedir. Tam sevmek bu demek. En mühimiyse daima samimiyet ve daima yangın içinde pişer olmak. İşte bu ateş ısıtıyor hepimizi. Sevgi koyulaştıkça daha fazlası yakar hepten. Denge şart. Ah biraz yaklaşabilsem, sevindiğime üzülürüm, o ise sıkıldığıma sevinir... Böyle bir aşkı hangi ten, hangi beden verir..