Tandır başında geç saatlere kadar hasretlik giderildi...

Çay güğümü ocaktan hiç indirilmedi. Evde bayram vardı. Bütün Emingil neredeyse orada toplanmıştı... Köyünde ilk karşılaştığı anacığı olmuştu. O da hemen bayılıvermiş, sevincini yarıda bırakmıştı. Hüsna Ana, seferberlikten dönerlerken; beyi Hafız Yusuf'un eşkıyalar tarafından katledilmeye çalışılmasına şahit olduktan sonra bu illete yakalanmıştı. Çok korktuğunda ve bir o kadar da sevindiğinde kendinden geçer, hep bayılırdı. Bu durumu bilenler korkmaz, üzerine serin su serpip duâlar okuyarak uyandırırdı. O gece de öyle oldu. Tandır başında geç saatlere kadar hasretlik giderildi. Gecenin köründe kim, nasıl duymuşsa bütün akrabalar dökülüverdi mütevâzı hanelerine. Tecrübeli Hüsna Ana önceden hazırlık yapmış meğer, keteler çıkarıldı, su börekleri yeniden ısıtıldı güle söyleye yenildi. Çay güğümü ocaktan hiç indirilmedi. Evde bayram vardı. Bütün Emingil neredeyse orada toplanmıştı. Ertesi günü sabah erkenden uyanan çocuklar, evdeki değişikliği görünce şaşırmadılar, sadece üzüldüler, müjde getirip hediye alamadıkları için. Her birinin yatağı başında birer bohça vardı. İçinde neler yoktu ki Pantolon, kazak, çorap, iç çamaşırları, ayakkabı Bu gördükleri; köy çocuğu için hayallerini aşan şeylerdi o gün... Giyen dışarı çıkınca mahalledeki çocuklar başlarına üşüştü, hayranlıkla seyrettiler, babaları İstanbul'dan gelenleri. Herkesin dış görünüşleri değiştiği gibi, iç dünyaları da değişmişti bir gecede. Artık üzüntü, keder, ağlayan insanlar gitmiş, bambaşka birileri gelmişti Emingil'in Hafızların evine Günlerce gözaydınlığına gelindi. Önce köyden, sonra İd'den ve çevre köylerden duyan geldi. Bilahare de davetler başladı. İlk gün camiden okuduğu aşr-ı şerif büyük bir ses getirmiş, herkesin diline düşmüştü. Her yerde Hafız Lütfü konuşuluyordu: "Bak kınıyorduk ama 'adam oldu' geldi. Helâl olsun, kimsenin yapamayacağını yaptı. Dile kolay, çoluk çocuğunu bir odaya tıka git, yarım kalan tahsilini tamamla gel!.." Başta muhtar Şehbender, Kermegil, Yakup Ağagil, Hacıgil, Kosogil, Gardiyangil, İsmail Ağagil, Barıtçıgil,