"Sıkıldığımda temiz havaya çıkaranım olmadı Tanju'm!"

Tanju, mahcup bir suçlu edasıyla ellerini tutup "Anne senin için ne yapabilirim" demiş, cevap gelmeyince biraz daha sesini yükseltmiş gayr-i ihtiyari: "Senin için ne yapmamı istiyorsun canım annem" diye âdeta yalvarırcasına yeniden sormuş.Annesi, feri sönmüş yaş dolu gözleriyle uzun uzun oğlunun gözlerinin içine bakıp zar zor duyulur bir sesle: "Artık çok geç evladım! İsteseydin çok şey yapabilirdin Tanju'm... ama yapamadın!" deyince aralarında geçen şu konuşmalar içine oturmuş:"Gecekondu da olsa o arkadaşının evinde rahattım. Bana köyümü hatırlatıyordu. Hayal kurmamı kolaylaştırıyordu. Bu hastane köşesine getirdikten sonra daha iyi olacağıma kötüleştim. Tabii ki hastalığımın da tesiri vardı. Garip kimsesiz hasta olduğumu düşündüklerinden mi ne ihtimam gösterilmiyordu. Çoğu akşam yemek yetişmediği için aç yattım Tanju'm! Klimayı açmadılar sıcaktan fenalaştım, kimseye bir şey diyemedim! Bir bardak serin su verenim olmadı. Canım çok istese de içemedim!Sıkıldığımda temiz havaya çıkaranım olmadı Tanju'm!Altımı kirlettiğimde o hasta bakıcıların yüzünü görmen lazımdı. Açıkça küfür yedim, birilerinden çekinmeselerdi tokat bile atarlardı... Elimde değildi ki yapmayayım oğlum!Banyo yapmayı hepten unuttum; kirden vücudumda yaralar oluştu. Kendi kokumdan kendim tiksindim.Bana yapılanlar, arkası kuvvetli olanlara yapılmıyordu, çünkü onların alâkadar olanları, sahipleri vardı ve benim ise bir refakatçim bile yoktu, anlayacağın kimsesizdim. Çabuk ölmemi istiyorlardı, o da onların elinde değildi.Biliyor musun En çok da sevgisizlik acı verdi. Kimse saçımı taramadı, yüzümü okşamadı. 'Anneciğim' demedi. Sen terk edilmişlik nedir bilir misin Tanju'mTerk edilmişlik; ÖLMEDEN MEZARA KONMAKTIR bunu unutma olur mu canım evladım İşte böyle... Artık çok geç! Senin benim için yapacağın hiçbir şey kalmadı. Sonra alıştım da, sadece senin hasretine alışamadım Tanju'm. Hep kalbim; Tanju'm... Tanju'm...