"Hiç kimseyleböyle bir sohbetyapmamıştım!"

Doktor Hanım:- Büyük bir travma yaşamışsın! Aman dikkatli ol! Akut stres tekrar tekrar yaşanırsa ya da stres kronikleşirse damarlarda hasara yol açabilir. Bu durumsa hipertansiyon, kalp krizi veya felç olma riskini artırır. Büyük sıkıntılar böyle başlıyor maalesef. Rabbim sizin de bizim de ahir ve akıbetimizi hayreylesin.- Bu yaşıma geldim, böyle sohbet hiç yapmamıştım kimseyle. Bu kelimelerle konuştuğumu hatırlamıyorum Doktor'um. Sizinkiyle bizimkisi iki zıt dünya sanki... Şu anda yaşadıklarımla öncekiler doğu ile batı gibiler. Hatta daha beteri sağla sol, diriyle ölü gibi...- Yani o kadar uzak!- Evet, o kadar! Bir taraf hepten "Ölümü unut" diyor, beri taraf "Sakın ha ölümü unutma!" diye bastırıyor. Bu zıtlığın en büyüğü değil de ne Benim taraf "Dünyaya bir daha gelmeyeceksin istediğini ye iç, istediğini giyin kuşan, istediğinle birlikte ol, beğenmediğini bırak başkasını bul, oyun eğlence..." diyor, sizler "Her şeyi yeme içme, her şeyi giyme, her yerde durma, herkesin kollarına atılma, her şeyin HELÂLİNDEN olanını tercih et..." diyorsunuz. Birinde özgürlük... başıboşluk... sınırsız serbestlik, berikinde hayatına, aklına gelebilecek her şeye müdahale var. Nefsimize söz anlatamıyoruz ki!- Sınırsız hürriyet yani özgürlük eşyanın tabiatına aykırı. Mesela canın falancayı dövmek istediğinde gidip dövemezsin.- !!!- İnsanların çoğu şu noktaya takılıyor: "Hürriyetlerime, istediğim gibi yaşamaya sınır getiriliyor..." Öyle değil de şöyle dense doğru olur, sizin tabirle "Her şey serbest lakin illa helâl olmasına dikkat et..." Hakikaten her şeyin helâlden olması insanlara niçin bu kadar zor geliyor Anlayana ve anlatabilene helâl olsun!- !!!Yalancılardan onların rastgele yeminlerinden, gözünün içine baka baka insanları