"Bilmem meramımı anlatabildim mi kıymetli komşularım.."

Lütfü Hoca:-İmâm-ı Şâfii hazretleri fetvayı şöyle vermiş: 'Kelp yoğurdu yerken görülmediği için yememiştir...'Talebelerinden biri bu fetvayı bir türlü kabullenememiş, kendi kendine; "Hiç olacak şey mi Ben bir odaya gireceğim, oradan da yüzü gözü yoğurt bulaşmış bir köpek çıkacak. Sonra bakacağım o köpeğin çıktığı yerde bir kap dolusu yoğurt var ve bu yoğurttan da bir köpek başı sığacak kadar yenmiş olduğunu göreceğim. Bu durumda da kalkıp: 'O köpek, o yoğurttan yememiştir... diyeceğim. Hiç öyle şey mi olur' diye bu fetvaya kalben itiraz etmiş.Bu talebe zamanla icazetini alıp bir köye imam tâyin edilmiş. Orada sözü geçen biri olmuş, pek de sevilmiş. Kurban Bayramında bazıları teberrüken kurbanlarını ona kestirmeye başlamışlar. O da sırayla keser, kurban sahipleri de yüzerlermiş.Bu ara, bir evden bir eve giderken abdesti sıkışmış, tenha bir yere gitmiş. O esnada devriyeler bunu yakalamışlar. Meğer tam o yerde cinayet işlenmiş, bunun da elinde kanlı bıçak, üstü-başı kanlı olarak bulunca, 'İşte katil bu...' diye tutup kadıya götürmüşler. Kadı hüküm vermek için Kitâb-ı Üm'ü açmış, oradan İmâm-ı Şâfii hazretlerinin yoğurt fetvasını okumuş ve getirenlere sormuş: 'Siz bu hocayı, adamı öldürürken gördünüz mü' Onlar da, 'Yok, görmedik...' demişler. Kadı, 'Öyleyse bu Hoca katil değil...' demiş, serbest bırakmış...O talebenin aklının almadığı, beğenmediği fetva, kendi hayatını kurtarmış, isyankâr hâline bin defa tövbe etmiş ve hatimler okuyup İmâm-ı Şâfii hazretlerinin ruhuna göndermiş..."Gözümüzle görmediğimiz şeylere fikir yürüterek; "Şöyle olmuştur, böyle yapılmıştır, o yapmıştır, bu etmiştir!" diye suçlamak, insanları zan altında bırakıp hedef göstermek, komşuları birbirine düşürmek, ahiretini hesaba katan bir müminin yapacağı iş değildir!Herhâlde ne demek istediğimi anlamışsınızdır kıymetli komşular, muhterem