Rusya hangi adayı destekler (Erdoğan değil)

Donald Trump ve Hillary Clinton'ın yarıştığı seçimler öncesinde Amerika'da bir üniversitedeydim. Gündelik siyaset sınıftaki tartışmalara da sızmıştı. Clinton mükemmel bir aday değildi, pek çok seçmenin rezervleri vardı. Trump ise yaklaşan tehlikeydi. Ancak seçmenlerin bir bölümü Trump tehlikesine karşı Clinton'da birleşmektense üçüncü bir yolda ısrar ediyordu. Öğrencilerden biri, genç bir siyah kadın da elini kaldırıp bütün sınıfa "Başka seçenekleriniz de var," diye başladı. "I'm just sayin'." Bahsettiği üçüncü seçenek Yeşil Parti'nin sosyalist adayı Jill Stein'dı. Amerikan seçimlerinde üçüncü adayların hem Cumhuriyetçiler hem de Demokrat aleyhine oy böldükleri ortada, seçilme ihtimalleri olmadığı da. Stein sadece kağıt üzerinde idealist, mükemmel bir aday olabilirdi. Ciddi anlamda üçüncü seçenek olması imkansızdı. Buna rağmen genç kadın Stein'ı desteklemeye kararlıydı. Ülkede onun gibi birkaç bin kişi daha vardı. Ve bu birkaç bin kişi Pennsylvania, Michigan, Wisconsin gibi Clinton'a değil Jill Stein'a (ve diğer üçüncü parti adayı Gary Johnson'a) oy verdi. Sadece bu eyaletlerde bile Clinton seçimi kazanabilirdi ama bu birkaç bin kişinin oyu Stein'a gittiği için Donald Trump seçildi. Hem Amerika'nın hem de dünyanın kaderi bu birkaç bin kişi sayesinde değişti. Sosyal medyadan "üçüncü bir seçenek" olduğuna inandırılan birkaç bin kişi yüzünden. RUSYA NASIL MÜDAHALE ETTİ Sandıkta basılacak mühür de kişinin öz iradesini yansıttığı için özgürdür. Hiçbirimizin bir başkasına "Neden şu adaya oy verdin," deme hakkı yok. Ama Aysun Kayacı'nın dünya literatürüne geçen tespitini de yabana atmamak gerek. Zira üzerinde düşünülerek verilen bir oyla, sosyal medyanın gazıyla basılmış bir mühür eşit sayılsa da aralarında bir nitelik farkı vardır. Jill Stein gerçek bir üçüncü seçenek değildi. Aksine arkasında Trump'ı seçtirmek için hazırlanmış örgütlü bir Rus kampanyası vardı. Kendisi doğrudan bağlantıda olmasa bile dolaylı olarak kullanıldı, adaylığı Rusya'nın işine geldi. Kullanışlı bir fırsattı. Seçimden sonra Amerikan senatosunun hazırladığı rapora göre sosyal medyada özellikle genç siyah seçmeni Jill Stein'a oy vermeye davet eden "woke_blacks" gibi hesapların arkasında Rusya olduğu anlaşıldı. Rusya seçimlerden önce özellikle siyah seçmenleri sosyal medya platformlarında hedef aldı ve oylarını değiştirmeleri için kampanya yürüttü. Stein'i seçtirmek Rusların seçime dahil olma kampanyalarından sadece biriydi ve özellikle seçimin son günlerinde hız kazandı, siyah seçmeni doğrudan hedef aldı. NBC News'ün analizine göre Putin'e yakın bir İnternet firması seçime yakın günlerde Jill Stein adını bin kere twitter'da dolaşıma soktu. Pek çok kişi küçük bir aday olduğu için Jill Stein ve Rusya bağı üzerinde durmadı. Ölüm-kalım meselesi olan bir seçim, muhalefetin arkasında birleşeceği mükemmel olmayan bir aday ve başa baş giden seçimde oyları bölebilecek bir üçüncü seçenek Fazlasıyla tanıdık geliyor olmalı kulağa. Muharrem İnce sokakta kendisine yoğun bir ilgi olduğunu söylüyor, ama bahsettiği kitleleri görmüyoruz. Cem Uzan bile döner dağıtarak kalabalık toplamıştı ama İnce'nin takipçileri sadece sanal dünyada var oluyor gibi. Yürüyüş yapmıyorlar, sokakları inletmiyorlar, güldür güldür gelmiyorlar. (Böyle bir hareketlilik olsa sabah akşam A Haber yayınlardı.) Son günlerde İnce'ye ilginç yerlerden de destek geliyor. Ukrayna savaşında Rusya'nın yanında yer alan ulusalcı-sağ medya kuruluşları üçüncü adayları pompalamak için yoğun bir kampanya yapıyor. Daha önce İnce'yi görmezden gelen yayın organları birden onun sosyal medyadaki çıkışını meşru sayıyor, Emine Ülker Tarhan gibi başka isimlerin adlarının mezarlıktan çıkarılıp gündeme getirilmesini seçmenin beklentisi olarak yorumluyor. HDP'nin Yahudi lobisi, Yeşil Sol Parti'nin Amerikan projesi olduğu gibi yalanlarla eş değer işliyor bu propaganda. Bu gibi komplo teorilerin hangi merkezden çıktığını gizlemeye bile gerek durmuyorlar artık, apaçık ortada. Tıpkı sosyal