'Temiz enerji sistemi'ne geçiş - Dr. Mehmet Doğan ÜÇOK

Küresel jeopolitik gelişmelerin küresel bir enerji krizini tetiklemesi, yenilenebilir enerjinin gelişim sürecinde ivmeyi artırdı. Güneş, rüzgâr, nükleer enerji, hidrojen, elektrikli arabalar... Her alanda hızlı gelişmeler oluyor. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA); yeni bir enerji sisteminin "temiz enerji sistemi"nin doğmakta olduğuna işaret ediyor. Gelişime ilişkin rakamlar her yıl daha da artıyor. IEA Yenilenebilir Enerji Raporu'na göre; yenilenebilir enerji 2025'te kömürü geride bırakarak en büyük elektrik üretim kaynağı olma yolunda. Bununla birlikte, rüzgâr ve güneş (PV) enerjisinden üretilen elektrik, 2027'ye kadar ikiye katlanarak dünya elektriğinin yüzde 20'sini sağlayacak. Bunu sağlayan -belki de- en önemli faktör, jeopolitik gelişmeler ve iklim değişikliğiyle mücadelenin de ötesinde, daha pragmatik bir neden: Teknolojinin gelişmesiyle düşen maliyetler ve bunun doğal sonucu olan kârlılık faktörü. Yenilenebilir enerjiden elektrik üretimi, ülkelerin çoğu için artık en düşük maliyetli yatırım. Bu nedenle, geçen yıl dünyada kurulan elektrik santrallarının yüzde 60'a yakını güneş, yüzde 30'a yakını rüzgâr enerji santrallarıydı. Yani neredeyse tamamı yenilenebilir enerji. IEA verilerine göre; güneş enerjisi liderliğe devam ediyor. 2023'te, küresel yenilenebilir enerji kapasitesindeki artışın üçte ikisi güneşten gelecek. Rüzgârda ise gidişat, yüzde 70 artışla 107 GW kapasite devreye girecek bir rekor yılı. Temiz enerjiye geçiş hızlanırken küresel ölçekte yatırımlar da bu alanlara kayıyor. Yeni yayımlanan Dünya Enerji Yatırımları Raporu'na göre; bu yıl ilk kez, yenilenebilir enerji yatırımları, fosil yakıtlara yapılan yatırımları geçecek. 2023'te, temiz enerji başlığı altında çeşitli alanlarda (yenilenebilir enerji, nükleer, şebekeler, enerji depolama,