Süregelen zoonotik tehditleri sonlandırmak - Dr. Rüştü TAŞTAN

Dün 6 Temmuz Dünya Zoonoz Günü'ydü. Tam 138 yıl önce, kuduz köpeğin ısırdığı, 9 yaşındaki bir çocuğa (Joseph Meister), Pasteur, geliştirdiği kuduz aşısını ilk defa uygulamış, sonuçlar bilim tarihi bakımından yeni gelişmelerin habercisi, öncüsü olmuştur. 6 Temmuz 1885, "eski" zoonozlardan olan, insan ve hayvanlarda yüzde 100 öldürücü kuduz virüsüne karşı "aktif bağışıklamanın" başladığı, etkileri ve saygınlığı çağlarca sürecek olan bilimsel girişimin tarihidir. Bu tarih, daha sonra tanımlanacak yeni enfeksiyonlarla mücadele ve bağışıklama çalışmaları ile küresel biyogüvenlik açısından son derece yaşamsal önemdedir. Son çeyrek yüzyılda, bu gelişmenin önemini vurgulamak, süregelen, "yeniçıkan zoonotik tehditler" ve onların sosyoekonomik etkilerine dikkat çekmek, farkındalık yaratmak, ve yaygınlaştırmak adına bugün önemlidir. Zoonozlar veya zoonotik tehditler insanlık tarihi kadar eski olup insanlığa savaşlardan daha çok zarar veren sağlık tehdidi potansiyeliyle günümüze kadar var olagelmiştir. Antroposen denen son 150-200 yıllık süreçte, özellikle son 50 yılda doğada yaşanan insan kaynaklı (antropojenik) değişimler, zararları önceden kestirilemeyen sağlık sorunlarına (epidemipandemilere) yol açmıştır. Doğada, insan, hayvan, bitki, çevre, ekosistem (İHBÇE) arayüzündeki "doğal denge" insanlarca bozuldukça (iklim değişikliği, yangınlar, ormansızlaştırma, aşırı kentleşme arttıkça) "yeni patojenler" meydana gelmektedir. Aynı zamanda, bilinen patojenler (hastalandırıcı mikroplar) konak değiştirmekte, "tür atlamakta", sağlık tehditleri giderek daha karmaşık hale gelmektedir. İçinde yaşadığımız 21. yüzyılda bile 5 pandemi kayıtlara geçmiş ve insan tarihte görülmemiş COVID-19 "zoonotik pandemisini" acılarıyla deneyimlemiştir. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre dünyada 6 milyon 945 bin 714, Türkiye'de 101 bin 419 kişi yaşamını yitirmiş, devasa sosyoekonomik, sosyopsikolojik "travmalar" yaşanmış ve insanlık bilinmeyen viral "mikrobiyofobi" ile yüzleşmiştir. Peki neden Günümüzde sağlık teknolojilerinde, bilimsel gelişmelerde bunca ilerleme varken, "nanometre" büyüklüğündeki COVID-19 etkeni nasıl oldu da yaklaşık 103 günde (Aralık 2019 - Mart