Sosyal devlet bilindiği gibi sosyal demokrasinin vazgeçilmezidir. Devlet ücretsiz, bilimsel, laik eğitim, halkın sağlığının korunması ve tedavisi ile görevlidir. Bunların yanında özellikle dar gelirlilerin barınma ve yeterli beslenmeleri için ücretler başta olmak üzere gerekli önlemleri almak ve uygulamak zorunludur. Çocukların, gençlerin, emeklilerin, yaşlıların ve engelli yurttaşların ihtiyaçlarını göz ardı edemez. Bütün bu yaşamsal gereksinimleri sosyal yardımlar ve aile sigortası ile planlayıp hayata geçirmek sosyal demokrat partilerin öncelikli hedefidir. Son zamanlarda çok tartışılan değişim sözü, sosyal politikaları da kapsamak durumundadır. Önümüzdeki yerel seçimler için yukarıda sözü edilen hedefleri geniş halk kesimlerine ulaştırmanın kolay olmadığı açıktır. Tunceli Belediyesi'nin sosyal belediyecilik alanındaki başarıları ülkemizde belki de bir numaradır. Ancak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Tunceli'de AKP'li adaya yüzde yirminin üzerinde oy çıkması (ki muhalefet liderinin memleketidir) çarpıcıdır. O insanların da yapılan yardımların devletten değil AKP'den geldiği gibi algıladığını göstermektedir. AKP'nin uyguladığı ekonomik ve sosyal politikalar yoksulluğu artırıyor ve yoksulluk istismarı ile de oy devşiriyorlar.Bir diğer örnek eski bakan Nebati'nin "Biz iktidara geldiğimizde sosyal yardımlar bir milyon kişiye yapılırken biz dört milyona çıkardık" sözüdür.Sonuç olarak, sosyal politikaların hedeflerine ulaşması sosyal demokrat partilerin (CHP ya da başkası) iktidara gelmesi ile mümkün olacaktır. Ancak CHP'nin altı okunun sosyal demokrat düşünce içinde yer alması şarttır. Kısa vadede mahalli seçimlerde başarılı olmak sosyal yardım alan insanlarla yüz yüze bir araya gelmekle (ki bu sokak, mahalle, köyde görevli güvenilir, saygın kişilerce yapılmalıdır) mümkün olabilir. Yardım alan bölgelerde AKP görevlilerine yeterli oy çıkmazsa yardımların kesileceği haberleri söylenti mi gerçek mi araştırılmaya değerdir. Ana muhalefet liderinin "İnsanlara verirsiniz