Siyasal İslam iktidarı seçimle devretmeye razı olur mu - Özer ÇETİNKAYA

Siyasal İslamın iktidarı seçimle bırakmaya razı olup olmayacağı sorusu, geçmiş tecrübelere dayanan bir şüpheyi barındırıyor ve deprem sonrası tartışmaların odak noktasını oluşturuyor.Türkiye'yi şekillendiren nesnel koşulların çeşitliliğini görmezden gelerek Türk siyaseti hakkında genelleme yapmak her zaman tehlikelidir. Fakat doğru yanıtı bulmak konusunda benzer örnekler bize yol gösterebilir.İNGİLİZ TİPİ MİLLİ İRADEAKP ile aynı ideolojik kökten gelen Mısır'daki Özgürlük ve Adalet Partisi'nin çoğulculuk ile çoğunlukçuluk sarkacında yürüttüğü siyaset, bu konuda bize fikir veriyor. Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) geleneğinde hâkim görüş çoğunlukçuluktur ve en çok oyu alan liderin kararları mutlak kabul edilir. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sıkça dile getirdiği "milli irade" kavramı, aslında çoğunluğun mutlak egemenliği demektir ve kaynağını Westminister (İngiltere) tipi demokrasiden alır. Çoğulcu demokraside ise kuvvetler ayrılığı, yasalar ve kitle örgütleri gibi etmenler iktidarın keyfiliğini sınırlandırır.MISIR ÖRNEĞİMüslüman Kardeşler 1920'lerde Mısır'da yükselen antiemperyalist mücadeleye karşı İngiltere'nin aktif desteği ile 1927'de kuruldu."Nasırcılık"ın ardından gelen Enver Sedat ve Hüsnü Mübarek, Müslüman Kardeşleri otokratik sistemlerine entegre ettiler. Din, eğitim, medya ve hukuk İhvan'ın kontrolüne bırakıldı. Zalimleşen iktidarın bir parçası haline gelen İhvancılar, bu yüzden 2011'deki demokratik gösterilere sonradan katıldılar ve bir yıl sonra Muhammed Mursi ile seçimleri kazandılar.İhvancılar açısından "devrim" tamamlanmıştı fakat Mısır halkı için özgürlükler ve yoksulluğun giderilmesi gibi talepler yerinde duruyordu. Milyonlarca işsiz Mısırlı, çalışmak için gittiği zengin Arap ülkelerinden geri dönmek zorunda kalmıştı. Çünkü yerlerini daha ucuza çalışan Asyalı göçmenler aldı. Fetvaları El Ehzer'in verdiği din soslu eğitim sistemi, Mısır gençliğinin eğitim ve araştırma kapasitesini tüketmişti. İhvan; toplumun bu en yoksul, işsiz ve dinamik kesimlerini dikkate almadı. Tüm sorunların kaynağı