Milliyetçilerin seçimi - Yavuz Selim BİRTANE

Milliyetçilik, her ne kadar Türk siyasal hayatının en eski kavramlarından biri olsa da bu kavram üzerinde yüz yılı aşkın süredir uzlaşı olduğunu söylemek mümkün değil. Kimine göre ideoloji, kimine göre dünya görüşü, kimine göre duygu, kimine göre ise mücadele edilmesi gereken bir olgu olarak, Türk siyasal hayatında gelmiş geçmiş bütün partilerin programlarında çeşitli adlarla yer aldı. İttihat ve Terakki Fırkası'nın ana gövdesinde modernleşmenin gereği olarak, ulus devletin kurucu partisi CHP'nin vazgeçilmez bir oku ve ilkesi olarak, CKMP ve MHP'de bir doktrin olarak Türk siyasetine yön veren ana düşüncelerden biri milliyetçilik. 90'ların ortalarından itibaren homojen yapısını yitirerek TBMM'de sandalyesi veya grubu olanolmayan pek çok farklı partiye bölündü.Milliyetçiler, günümüzde tek çatı altında birleşemeseler de önümüzdeki seçimin kimin tarafından kazanılacağını belirleyecek en önemli gruplar arasındalar. Bu sebeple cumhurbaşkanı adayları da ittifaklar da toplam seçmenlerin neredeyse yüzde 30'unu oluşturan ve dağınık olan bu kitleyi ikna etmeye çalışıyorlar. Öyle ki muhalefetin cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi sürecinin uzamasının, Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığını ilan etmesinin ardından altılı masanın yaşadığı krizin en temel nedeni, milliyetçilerin yeterince ikna olmamasıydı.EHVENİŞERDoğası gereği statükonun karşısında yer alan milliyetçiliğin TBMM'deki temsilcisi olma iddiasındaki MHP'nin, milliyetçiliği ayaklar altına aldığını söyleyen AKP'yle yakınlaşmasının ardından, buna karşı çıkan binlerce muhalif milliyetçinin kurduğu İYİ Parti, "kazanacak aday seçilmesi" gerektiği iddiasıyla, kendi iradelerinin yok sayıldığını açıklayıp, altılı masadan ayrıldı. İYİ Parti'nin sert çıkışı kendi seçmenince desteklendi muhalefetin diğer kutuplarında sert tepkiyle karşılandı. Bütün muhalif seçmeni endişelendiren bu süreçte, İYİ Parti'nin cumhurbaşkanı adayı olarak görmek istediği Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu'nun cumhurbaşkanı yardımcılığına atanması kaydıyla, Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığı kabul edildi ve masaya yeniden oturuldu. Bu adım,