Kılıçdaroğlu mu, başkası mı - Prof. Dr. Necdet ADABAĞ

Kılıçdaroğlu gitsin mi kalsın mı tartışmaları sürüyor. Kaybedilen bir seçimden sonra yönetimin değişmesi gereği üzerinde her zaman durulmuştur. Bu kez de böyle oluyor. Çok doğal. Bu son seçimlerde canhıraş çalıştığını yadsımak haksızlıktır. Eksikleri yok muydu Hem de nasıl. Ya yanlışları Saymakla bitmez. Ardından seçim meydanlarında gerekeni söylemedi. Biraz da kazanacağından emindi. Örneğin, üniversitelilerin yurt sorununa değinmedi. Ailelerin duyarlılıkla üstünde durdukları eğitim sorununu anlatmadı. Çocuklarımızın ve gençlerimizin okullarda ve üniversitelerde gerektiği biçimde yetişmediklerinden söz etmedi. Binlerce üniversite mezunun işsiz olduğunu, çözüm yollarını anlatmadı ya da anlatmak istemedi.Devleti iyi bilen biri olarak devletin işleyişini anlatmakta isteksiz kaldı ve cumhurbaşkanlığı sisteminin giderek oligarşik sisteme kalıcı olarak dönüşeceğini ve şimdiki cumhurbaşkanının kendisinden sonra gelecek olanı belirleyebileceğini ve giderek seçimleri de rafa kaldıracağını gene anlatmak istemedi. Ekonomist olarak geçinen cumhurbaşkanına karşı kendisinin, çok daha etkin bir biçimde, ekonomiyi ayağa kaldıracağını, enflasyonu düşüreceğini ve buna ilişkin var olan ipuçlarının görmezden gelinemeyeceğini anlatmakta zorluk çekti. Ya kadın haklarını...İTTİFAKIN ORTAKLARIPeki Kılıçdaroğlu yapmadı, Millet İttifakı'nın diğer ortakları yaptılar mı Bırakın yapmalarını ortalıkta pek de gözükmediler. Ama bu suskunluklarının karşılığında Meclis'te hak etmedikleri koltuk sayısına ulaştılar. Özellikle Akşener'in taktik hatasını unutmamak gerek. Gidip gelmesi ve belediye başkanlarını mutlaka devreye sokması çok yanlıştı. Ardından iki turda da belediye başkanlarının yerlerinde bırakılmamış olmaları çok büyük bir hataydı. Kendi sorumluluk alanlarını denetleyeceklerine Anadolu'ya açılmaları Millet İttifak'ına çok oy kaybettirmiştir. Özellikle ikinci tur cumhurbaşkanı seçiminde İstanbul ve Ankara'da alınacak daha yüksek bir oran Kılıçdaroğlu'nu cumhurbaşkanı yapabilirdi. Ama Akşener 2018'deki yanlışlarının