Kadınların mücadelesi - Prof. Dr. Ferlâl ÖRS Mehmet Şakir ÖRS

Toplumca çok zor günlerden geçiyoruz. Ekonomiden siyasete, eğitimden sosyal yaşama hayatın tüm alanları, bu zorluklardan alabildiğine etkileniyor. Olumsuzluklardan en çok etkilenen ve sıkıntıyı en çok yaşayanlar da ailenin temel direği olan kadınlar oluyor. Kadın mücadelesinin ülkemizde oldukça eski ve köklü bir geçmişi var. Kadınlar yıllarca evde, işyerinde, toplumsal yaşamda eşit haklara sahip olabilmek için haklı ve zorlu mücadeleler verdiler. Bu mücadeleler sayesinde önemli kazanımlar elde ettiler. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nün bile ülkemizde kabulü, kalıcılaşması, geniş kitlelerce kutlanması kolay olmadı. Tıpkı bu konuda olduğu gibi, genel olarak kadının toplumsal eşitlik mücadelesinde, geçmiş dönemlerin ilerici ve emekçi kadınlarının büyük çabaları var.Günümüzde de kadınlar bir yandan hayatın her alanında toplumsal eşitlik ve yeni haklar için mücadele ederken diğer yandan kendilerine ve çocuklara yönelik şiddete, tehlikelere karşı da mücadele ediyorlar. Can güvenliği, huzur ve esenlik istiyorlar. Çünkü bu konularda kadınları endişelendiren, korkutan gelişmeler yaşanıyor. Siyasette, kadının hukukunu ve haklarını tehdit edici işbirlikleri gündeme geliyor. Ülkemizin aydınlık yürekli ve bilinçli kadınları, işte bütün bunlardan endişe duyuyorlar.6284 VE İSTANBUL SÖZLEŞMESİKadınların endişelenmesi boşuna değildir. Kadını koruyan İstanbul Sözleşmesi'nden bir gecede çıkılması, kadınları haklı olarak ürkütmüş, korkutmuştur. Şimdi de kadına şiddeti önlemeye yönelik 6284 sayılı yasanın içinin boşaltılması söz konusudur. Kadınlar bütün bunlara karşı çıkmaktadır. Ülkemizin tutucu siyasetçileri, gündemde önemli yer tutan kadın sorununun tam olarak ayırdında, bilincinde değildir.Oysa günümüzde kadın hareketi çok büyümüş, toplumsal değişimin en önemli dinamiklerinden biri haline gelmiştir. Kadınlara yönelik şiddete, ayrımcılığa karşı çıkmak, yalnızca kadınların değil tüm halkın güncel, temel meselesidir. Bu mücadele