Göçmen sorunu değil göçmen saldırısı - Av. Erol ERTUĞRUL

15 Mart 2011 günü Suriye'de yönetime karşı bir başkaldırı oluştu. Yönetimin bu başkaldırıya orantısız güç kullanarak karşı çıkması üzerine başkaldırı bir ayaklanmaya dönüştü ve tüm Suriye'ye yayıldı. Özellikle IŞİD gibi, El Nusra gibi dinci grupların yer aldığı ve zaman içinde eski askerlerin katıldığı bu ayaklanmayı ABD destekledi. ABD'nin desteği üzerine Türkiye yönetimi de bu ayaklanmaya destek verdi. Suriye ile hiçbir olumsuz ilişkimiz olmadığı halde AKP yönetimi, dün dost olduğu Suriye yönetimine karşı düşman kesildi. Dün kardeşim Esad olan Suriye devlet başkanı "bugün" Eset oldu. Ayaklanmacı dinci gruplara destek verildi. Öyle ki Suriye de yaralanan dinci teröristler Türkiye'ye çok rahat girerek bizim hastanelerimizde tedavi gördüler. Onlara zaman içinde silah ve para yardımı yapıldı. Sınırlarımız yol geçen hanına döndü. Bay Erdoğan "Emevi camisinde namaz kılmak için" gün bile verdi. Suriye'deki iç savaştan kaçan milyonlarca Suriyeli, göçmen olarak Türkiye'ye girdi. Göçmenlerin bir bölümü iş kurdular ve Türkiye'ye yerleştiler. Kendilerine geçici koruma statüsü verildi. Doğal olarak ülkemize giren Suriyelilerin ne kadarının terörist ne kadarının sıradan vatandaş olduğu bilinmedi. DUYARSIZLIK Suriyeliler yetmedi, bir süre sonra Afganlar da gelmeye başladı. Yanlarında kadın ve çocuk yok, yalnızca genç erkekler var. Bir bölümünün Afganistan'daki savaşta asker oldukları söylendi. Afgan göçmenler bir yandan da ülkemize uyuşturucu taşıyorlar. Suriye ve Afgan göçmenlerin sayısı öyle arttı ki depremde ölenlerin yüzde on dördünün göçmenler olduğu açıklandı. Bu sayı bile göçmenlerin ülkemiz için nasıl bir sorun yarattıklarının kanıtıdır. Suriyelilerin, Afganların kaldıkları yerlerde güvenlik olaylarına neden oldukları saldırılar, gasplar, ölümlü güvenlik olayları yarattıkları kayıtlara geçti. Deprem sonrası Hatay'da Suriyelilerin nasıl hırsızlık