Ağıtlar yollarım galaksilere - Gani AŞIK

Bandırma vapuru batırılma riskine önlem olarak denize açılmayıp sahilleri izleyerek 19 Mayıs 1919'da Karadeniz'in cennet, ama kederli Samsun'una ulaştığında Anadolu küffarın işgalinde, Sultan koltuğunun derdindeydi. Henüz 38 yaşındaki mucize insanın Bandırma vapurundan inip vatanın kutsal toprağına cepheden cepheye koşmaktan yorgun ayağını bastığında, ordumuz dağıtılmış, ekonomik, mali ve beşeri kaynaklar kurumuş, hepsinden kötüsü de Türk milleti kurtuluş umudunu yitirmişti. Tanrı'nın sadece bize değil, emperyalizmin ve cehaletin pençesindeki her topluma armağan olarak yarattığı Mustafa Kemal'in Samsun'da karanlığın üstüne parlak ağustos güneşi gibi doğması, vatanımızı mucize ötesi başarı ile düşmandan arındırdı ve ezilen yüzlerce ulusun kurtuluşuna da ilham verdi. Pek çok yazımda "Atatürk'ün, Tanrı'nın Türk milletine armağanı" olduğunu yazıp savundum. Bu düşüncemin Ata'yı tanımlamada eksik kaldığını görerek, "Atatürk'ün, Allah'ın insanlığa armağanı" olarak düzeltilmesi gereği duydum. Bu kanaate, Atatürk'ün Hindistan dahil pek çok müstemleke halkının isyanına ilham vermesi yanında, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)'nin yıllar yılı Ata'ya, büyük eseri Cumhuriyetin kurumsal kimliğine ve Cumhuriyete hayat veren devrimlerine açtığı cehalet ve ihanet savaşına karşın, Mustafa Kemal'in hem ülkemizde hem de dünyada popülaritesinin artması ile ulaştı.KUTSAL AMAÇMustafa Kemal ve Cumhuriyeti kuran kadrolar için kutsal hedef Türkiye'yi, çağın değerleri temelinde ibrişim örer gibi Mimar Sinan ustalığı ile yeniden inşa etmek, Türk ulusunu Avrupa'nın yüzyıllar önce ulaştığı aydınlanma devrimi ile buluşturmaktı. Bu heyecan kasırgası ile okuma seferberliği başlatarak cehalete çare aradılar. Tifo, tifüs, trahom, verem, sıtma ve zatürree gibi hastalıkların sebep olduğu kitlesel ölümlerin önüne geçmek için sağlıkta devrim yaptılar. Büyük sanayi tesislerinin temelini attılar, 1920'li yılların ortalarında uçak yaptılar. Karayolu ve demir yolu yapımında mucizeler ortaya koydular. Bütün bunları, öğretmen, mühendis, doktor, ebe gibi nitelikli insan kaynağının çok sınırlı ve devlet gelirlerinin fevkalade yetersiz olduğu dönemlerde başardılar, bunların üstüne, diş ve tırnaktan artırarak Osmanlı'dan kalan Düyunu Umumiye borçlarını da ödediler. Göz kamaştıran bu başarıların altında; Mustafa Kemal, yazgı ve dava arkadaşı büyük kahraman İnönü ile, Ulusal Kurtuluş Savaşı'nda düşmanla en önde vuruşan ve Cumhuriyeti kuran neslin, yurduna ve milletine olan ölümsüz aşkı yanında, hazinenin akçesini ve devletin malını namusları gibi telakki etme soyluluğu yatar. Önceleri de yazdım; Hazine'yi, devlet alımlarını ve ihaleleri kontrol eden