Mavi Vatan'a göz dikmek, Atina'yı riske atmaktır

İmparatorluklardan kopan etnik grupların ulus-devletleşme ve ulus inşa süreçleri imparatorluk kurucu millete düşmanlık üzerinden olur. Öteki üzerinden kendisini tanımlamaya dayanan bir ulus-inşa sürecidir. Türk imparatorluğundan kopup kendi ulus-devletlerini kuran Yunanlar, Sırplar, Bulgarlar, Ermeniler gibi unsurlarda bu kompleksli hal sık sık kendisini farklı semptomlarla ortaya koymaktadır. Yunanlardaki bu kompleksin tarihi Mora İsyanı'na ve isyan sırasında ayrılıkçı Yunanların bir gecede öldürdüğü 30 bin Türkün hikayesine kadar uzanır. Bu öyle bir komplekstir ki aradan geçen 200 yıla yakın süreye rağmen Türkleri nasıl katlettiklerini zevkle anlatan ifadelere sahip bir sözde şiir hala Yunan Millî Marşı olarak kullanılmakta ve Yunanistan'da her yeni nesil bu marş ve Türk düşmanı müfredatla yetiştirilmektedir. Zaten biraz da bu yüzden Yunanistan'da iktidarlar değişmesine, Çipras gidip yerine Miçotakis geldiğinde Türk düşmanlığı bakımından en ufak bir değişiklik olmamaktadır. İmparatorluk kuranlar - İmparatorluktan kopanlar Tek bir savaş kazanmadıkları halde kendilerine hediye edilmiş ve her defasında yine İngiltere, Fransa ve Rusya'nın etkisiyle topraklarını Türkiye aleyhine genişletmiş bir ülke Yunanistan. Her defasında savaş meydanlarında kazanamama sendromunun acısını Tripoliçe'de, Selanik'te, Batı Trakya'da, Batı Anadolu'da, Girit ve Kıbrıs'ta masum sivil Türkleri kadın, çocuk demeden katlederek çıkaran bir kompleks. Biz Türkler imparatorluk sahibi olmanın, kendi millî kimliğini bir ötekiye muhtaç kalmadan oluşturan büyük bir millet olmanın verdiği özgüvenle bize karşı yapılanları unutuyoruz. Daha dün Anadolu ve Kıbrıs'ta yaşatılan Yunan mezalimini unutmamız ve bunu Yunanlar, Sırplar ve Ermeniler gibi millî kimliği canlı tutmak için bir kin ve intikam duygusuna dönüştürmememiz de bundan. O kadar ki Yunan'a karşı verilen millî mücadelenin başkomutanın kurduğu partiden seçilen İstanbul Belediye Başkanı bu millî mücadelenin başlangıcı olan günde bir intikam alır gibi sözde Pontus iddialarının Türkiye'deki elemanına konser verdirebiliyor. Ve Atatürk'ün partisinden de Atatürk'ün adını millî meselelerde değil de sadece yaşam tarzı tartışmalarında hatırlayanlardan da hiçbir tepki görmüyor. Görüldüğü üzere biz unutsak da "zulüm 1453'te başladı" diyen, İstanbul'un bir Türk şehri olmasını sindiremeyenler unutmuyor; iç cepheyi zaafa uğratmaya çalışıyor. Yunan savaş mı istiyor İşte imparatorluk kuran Türklerin medyasında, siyasetinde Yunanlar gündemde alt sıralarda bile çoğu zaman yer bulamazken; Yunanlar sabah akşam Türkleri, Türkiye'yi ve Erdoğan'ı konuşuyor. Türk savunma sanayiinden, Türkiye'nin üretim gücü ve siyasetine dair her şeyi yakından ve