Çocuğunuza verdiğiniz isim kimliğinizdir...

Bu köşeyi düzenli takip edenler Türkiye'de çocuklara verilen isimlerin değişimi üzerine yazdığım yazıları hatırlayacaktır. Belki de bugüne kadar hakkında en çok mesaj aldığım yazıların başında yer alıyorlar. Belli ki isimlerdeki değişim pek çok kişinin dikkatini çekmiş ama bir türlü medyada gündeme getirilmemiş, üzerine tahlil yapılmamış ve bir çerçeve içerisinde tartışılmamış bir konu olarak kalmış. Çocuklara verilen isimlerin değişiminin toplumsal ve kültürel değişimle bir ilgisi olduğu sosyolojik bir hakikat. Hatta siyasal değişimlerle de ilgisi olduğu Türkiye bağlamında söylenebilir. Önceki yazılarda da tartıştığım üzere başta kentleşme olmak üzere 1950'den günümüze Türk toplumunda yaşanan toplumsal değişimlerin isim verme pratiklerinde de etkisi görünüyor. Dahası isim modaları (evet gülmeyin bunun da modası var) oluşuyor ve bu modaların oluşumunda dizilerin, ünlülerin etkisi oluyor. Bunun dışında siyasal değişimlerin çocuklara verilen isimlerde de belirleyici olabiliyor. Her milletin bir anlamlar ve değerler sistemi bulunuyor; çocuklara verilen isimler de geleneksel olarak o milletin anlamlar ve değerler sisteminde bir yere tekabül ediyor. Türk milletinin geçmişten günümüze çocuklarına verdikleri isimler de Türk tarihinden, mitolojisinden ve İslam dininden oluşturduğu bir isim verme kültürüne dayanıyor. Bu nedenle yakın zamana kadar Türk-İslam medeniyetinin 1200 yıllık isim verme kültürünün içerisinde o isimler veriliyordu. Son yıllarda da toplumsal değişime etki eden bir Batıcı kültürel tahakkümün etkisi ise özellikle de üst-orta sınıfların önemli bir bölümünü etkisi altına almış ve Batıcılık üzerinden statü elde etme arayışı gibi bir aşağılık kompleksi isim verme pratiklerinde de karşılık bulmuş görünüyor. Mesela kız çocuklarına koyulan isimlerin çoğunun "-ya", "-ra" ve "-na" ekleriyle biten ve Türk isim verme geleneğinde yer almayan uydurma isimlerden tercih edilmeye başlanmasının arkasında kulağa fonetik olarak alafranga gelmesi istenmesi yatıyor. Anlamı sorulduğunda ise birtakım zorlama açıklamalar yapılıyor. Zaten mesele Türkçe sözlükte bir anlamının olması değil, kulağa alafranga geldiği için o ismin tercih edilmesi. Kulağa fonetik olarak alafranga gelen isimlerin haricinde son yıllarda doğrudan ecnebi isimlerinin verilmesi de aslında sistematik bir kimliksizleştirmenin popülerleştirilmesi ile karşı karşıya olduğumuzu ortaya koyuyor. Popüler kültürün özendirdiği birtakım ecnebi isimleri koyulmuş çocuklarla karşılaştığınızda çocukların hangi milletten olduğu anlaşılmıyor. Zaten amaç da bu! "Evrensel isim olsun istedik şekerim" diye açıklanan bu durum tam olarak o küresel Batı kültürel hegemonyasının bizzat çocuklarımıza koyduğumuz isimleri bile etkilediğini gösteriyor. Çünkü bu mandacı zihniyete göre bir şey Batılı ve alafranga olursa evrensel; Türklüğü veya Müslümanlığı çağrıştırırsa