Balkanları sahipsiz bırakmamak

Son dönemde Ukrayna Savaşı'nın gölgesinde Balkanlar yeniden gündeme gelmişti. Ukrayna'daki savaşın Rusya ve Rus yanlıları tarafından buraya da sıçratılacağı iddiaları uzun süre konuşuldu. Ben de bu iddiaları hem Bosna'daki ayrılıkçı Sırplar hem de Kosova'ya yönelik tehditler bağlamında zaman zaman ele almıştım. Bizim yüzyıllar boyunca vilayetlerimiz ve vatan toprağımız olan bu bölgede yaşananların bizi doğrudan ilgilendirdiğini söylemeye gerek yok. Neticede bu topraklar 100 sene önce bizim elimizden çıkmış olsa da Anadolu'nun bir uzantısı olmaya devam ediyor. Türk Devleti bölgedeki barış ve huzuru koruyacak, Türkiye'nin bölgedeki kültürel devamı olan Boşnak ve Arnavutları da sahiplenen bir politikayı uzun süredir izlemeye devam ediyor. O kadar ki Bosnalı Sırpların liderini Türkiye'ye çağırıp, tansiyonu yükseltmemesi konusunda defalarca uyaran kişi bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan olmuştu. TRT BALKAN İşte tam bu noktada Türk Devleti'nin sadece siyasal olarak değil yumuşak güç unsurlarıyla da ağırlık koymaya başladığı bir döneme giriyoruz. Uzun süredir medya bağlamında ihmal edilen Balkanlar'a yönelik TRT Balkan kanalının açılması önemli bir dönüm noktasını oluşturuyor. Bölge dillerinde de yayın yapan TRT Balkan bölge halklarının kamuoylarına da hitap ederek Türkiye'nin önemli bir kamu diplomasisi yüzünü oluşturuyor. Bu arada hem bölgeye hem de kanala ismini veren "Balkan" kelimesinin Türkçe bir kelime olmasının da altını çizmek gerek. Bir süredir Batılıların bu bölgenin Türkçe olan adını kullanmayıp "Güneydoğu Avrupa" gibi sözleri uydurmaları dikkatlerden kaçmıyor. TRT Balkan'ın tanıtım gecesinin Üsküp gibi tarihi bir Türk şehrinde yapılması da bu bakımdan önemli bir sembolik değere sahip. BALKAN NİNNİSİ VE ÜSKÜP TRT Balkan'ın açılışının yanı sıra TRT 1 ekranlarında yayına giren "Balkan Ninnisi" dizisi de ilk bölümüyle dikkatleri çekmiş görünüyor. Üsküp'teki Türklerin hayatından kesitler sunan "Balkan Ninnisi"nde önemli sembolik atıflarda bulunuyor. Bu sembolik atıfların başında da "Türk" Üsküp ile "Makedon" Üsküp arasındaki mekansal farklılıklar geliyor. Bilindiği üzere Üsküp şehri yüzyıllar boyunca hem demografik olarak hem kültür olarak hem de şehir karakteristiği olarak bir Türk şehri hüviyetine sahipti. Ama önce Yugoslavya döneminde yıkılan Türk eserleri ve başta Yücelcilere yapılan zulüm ve Türklerin göç ettirilmesiyle süren baskı dönemiyle bu durum değişmeye başladı. Sonra da Makedonya'nın bağımsızlığını kazanması sonrası Avrupa Birliği fonlarıyla Üsküp'e milyon avrolar tutarında dev anlamsız heykellerle, dağlara dikilen koca koca haçlarla şehrin karakteristiği ile oynanmaya çalışıldı. Tabii bütün bu çabanın arkasında yüzyıllardır bölgede hakimiyetini sürdüren Türk