Güzel vadi: Adıyaman!

Adıyaman'ı 20 yıldırgönül gözüyle izlemeye alsalardı, çiftçiAli Avcı'nın"Esas meselemiz işsizlik, ben açım..."sözlerinden kışkırtma niyeti çıkarıp"izlemeye alın bunu..."diye babalanan derin devlet rolü kesmeye ihtiyaç kalmayacaktı.Adıyaman!NeredeydiNe söz verildiOylar nasıl alındıSonuç ne olduBen size bildiğimce anlatayım. Doğudan batıya, batıdan güneye derin vadilerle çevriliydi şehir. Vadilerin yamaçları zengin meyve ağaçları, bağlar, bahçelerle kaplıydı. Bu yüzden asıl adı"Vadi-i Leman"yani "Güzel Vadi"idi. Yüzyıllar geçti;"Vadi-i Leman"söylenişi zamanla değişti ve halk arasında "Adıyaman..." şekline dönüştü.Zengindi toprakları.Çalışkandı insanları.Suyu da vardı.Petrolü de...Kömürü de...Manganez...Demiri de...Ve en güzel güneş oradaydı. Dünyad "güneşin en güzel doğduğu ve en güzel battığı yer Adıyaman" Nemrut Dağı'na bakıyordu. Malatya şehri ile"Nemrut Bizimdir"ve Şanlıurfa ile de"Çiğ köftenin en güzeli Adıyaman'da yoğrulur" rekabeti veriyordu. Alçak ve geniş ovalarıyla buğdayın en iyisini Adıyaman üretmeye hazırdı. Türkiye'nin Rus buğdayı almaya mahkum kalmasına gerek yoktu. Ülkenin en büyük yapay gölü Atatürk Barajı'nın (GAP) büyük bir bölümü Adıyaman sınırları içinde kalıyordu. Çat Baraj Gölet'i içinde bitkisel kılcal köklerden 3 bin yılda oluşan ve rüzgarın etkisiyle yer değiştiren "yüzen adaların" bir benzeri dünyanın hiçbir yerinde yoktu, sadece Adıyaman'daydı... Adıyaman, bu turistik doğal servetini zenginliğe dönüştürmeye de hazırdı...Kaynamış nohut satıcıları, "balıma gel gardaş" diye bağıran şerbetçileri, soğuk köfte, yağlı yavan, elmalı şeker satıcıları, kerpiç evleri ve loğ taşıyla kışın yağmuruna hazırlanan toprak damlarıyla çiftçiliğin, bağcılığın, hayvan yetiştiriciliğinin, esnaflığın ağırlık taşıdığı Adıyaman, yıllar içinde kerpiç evlerden taş evlere, taş evlerden beton evlere geçti. Kendi kendine yeten şehirde çaycılık, lokantacılık, fırıncılık, nalbantlık, terzilik, köşkerlik, çoğu Süryani ayakkabıcılık zaman içinde gelişti, değişti bugünkü haline geldi. Adıyaman'ın pamukçular pazarı, oturakçılar (halıcılar) pazarı, ayakkabıcılar pazarı, demirciler, buğdaycılar, hızarcılar, tenekeciler pazarları ile dünya küresel pazarları içinde kendine bir yer bulmaya açıktı...20 yıl önceydi.Bekliyordu Adıyaman!Yoksulluğu yenecekti.Ardahan, Kars, Iğdır, Ağrı, Van, Hakkari, Bitlis, Muş, Erzurum, Erzincan, Tunceli, Bingöl, Elazığ, Malatya, Şırnak, Siirt, Batman, Mardin, Diyarbakır, Şanlıurfa, Kilis, Gümüşhane, Artvin, Giresun, Rize, Bayburt gibi Adıyaman da"yoksul üreten ve Çukurova'ya ırgat gönderen batıya inşaat işçisi amele yollayan şehirler" olmaktan çıkacaklardı.20 yıl geçti.Sözler tutulmadı.Adıyaman; dünya küresel pazarına vidalanan marka ürünler üreten bir şehir haline gelip "yokluk- yoksulluk- iç göç çoğaltan şehir"olmaktan