Gurbet geceleri

Vatan, insanın doğduğu, büyüdüğü, ailesiyle, yakınlarıyla ve başka insanlarla üzerinde yaşadığı köyün, şehrin, toprakların, dağların, taşların üstünde dalgalanan bayrak altında ne varsa hepsi vatandır.Vatan sevgisi, yüksek, kıymetli, mübarek olduğundan yüce dinimiz, vatan uğrunda ölenlere şehitlik mertebesi verilmiştir. Daüssıla tabir edilen sıla özlemini diyar-i gurbete düşenler, yaban ellere gidenler, memleket hasreti çekenler daha iyi anlar, duygularıyla hissederler. Kültürümüzde vatan sevgisini ifade eden hasret şiirleri, türküler, yazılar, sözler, eserler çoktur. Altın kafesi, dikenli çalıdaki yuvaya "ah vatan" diyen kuşun tercihi, dillere destan olmuş. Bediüzzaman, 1. Dünya savasında Bitlis savunmasında yaralanarak Ruslara esir düştüğünde, Kosturma'da geçen gurbet gecelerini tasvir etmiş: "Bahar da yakın. O şimal kıtasının pek çok uzun gecelerinde çok uyanık kalıyordum. O karanlık gecelerde ve karanlıklı gurbette, Volga Nehri'nin hazîn şırıltıları ve yağmurun rikkatli şıpırtıları ve rüzgârın firkatli esmesi, beni derin gaflet uykusundan muvakkaten uyandırdı..." R. Tevfik Bölükbaşı, kuşlara konuşmuş: "Uçun kuşlar uçun, doğduğum yere Şimdi dağlarında mor sümbül vardır Ormanlar koynunda bir serin dere Dikenler içinde sarı gül vardır." Muhsin Yazıcıoğlu'nun "Üşüyorum" şiirinde hürriyet ve hasret var: "Bir coşku var içimde bugün kıpır kıpır Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum Gözlerim parke parke taş duvarlarda Açılıyor hayal pencerelerim Hafif bir rüzgâr gibi, süzülüyorum..." Her insan gibi hasretini çektiği köyüne olan özlemi, ümidini, hayalini, rüyasını ve hatırasını bir şifre gibi cep takviminin bir kenarına iliştiren huzurevi sakini İhsan Amca: "Bu gece uyku tutmadı. Köyümü hatırladım. Epey müddet hayalimi gezdirdim. Sonrasında rüya gördüm. Sabah müdür odasında çay içtik. Ben anlatırken şu an, bedenin yanında mı diye sorunca elimle kendimi yoklamışım! Gülüştük." Vefatından sonra gördüğüm küçük not, o sohbeti hatırlattı. Sabah saatlerinde kapıda durdu, selam verdi, çay çıkar mı Selamını alıp her şey çıkar, diye İhsan Amca'ya yer gösterdim. Hoş sohbet, güler yüzlü, mübarek insanın belli ki anlatacakları var, diye düşündüm. İçindeki köy özlemini, imanlı, ihlâslı, ibadetli hayatının bakış açısı ve hoş bir üslupla anlatımı, sohbete renk katıyordu. Bu gece uyku tutmadı, seksen senelik hayatımı murakabe ettim. Bir varmış,